25 Temmuz 2008 Cuma

BERLİN

Bir sergi şehri olan Berlin'de günümüze ait ilginç yapılar bulabilirsiniz. Yıllardır kentin görünümüne damga vuran inşaat çukurları ve şantiyelerinden yeni bir semt doğdu. Potsdamer Platz terkedilmiş boş bir araziden yüksek yapıların bulunduğu bir şehir bölgesi haline geldi. Kollhoff-Gökdeleni'nin bulunduğu izleme platformu; Daimler Chrysler Areal ve muhteşem çatı yapısıyla Sony-Kompleks'ine nefes kesici bir manzara sunuyor.
Büyükelçilikler ve bakanlıklar başkentte yer almakla birlikte elbette cam kubbesi ile meclis binası tüm ziyaretçiler için ilgi çekici bir eser. Cam kubbe sadece şehrin yeni sembolü olmakla kalmıyor aynı zamanda Berlin Cumhuriyeti'nin de şeffaflığını sergiliyor.

Müze ve Sergiler

Berlin müzelerinde sergilenen hazineler çok çeşitli. Müze Adası'ndaki Bergama Müzesi (Pergamonmuseum) içinde yer alan Pergamonaltar ve Babylon'un Şehir Kapısı ziyaretçileri adeta büyülüyor. Berlin müzelerindeki en paha biçilmez eserlerden bir tanesi de yeni yerleşim yeri Eski Müze (Alte Museum) olan Nefertiti'nin Büstü (Büste der Nofretete). Tiergarten'daki Kültür Forumu (Kulturforum), Resim Galerisi (Gemälde Galerie) ve Yeni Ulusal Galeri'nin (Neuen Nationalgalerie) içinde klasik ve modern sanatın büyüleyici eserlerini sergiliyor. Çağdaş sanata ait bir çok eseri ile Hamburg İstasyonu (Hamburger Bahnhof) modern bir sergi konsepti sunuyor. Marlene Dietrich'in mirasını sergileyen diğer etkileyici müze de Potsdamer Platz'daki Film Müzesi. Nefes kesici mimarisi ile Yahudi Müzesi (Jüdische Museum) tek kelime ile eşsiz. 2004 yılı içinde, Helmut Newton Koleksiyonu ile birlikte Fotoğraf Müzesi (Museum für Fotografie) ve Hamburger Bahnhof'da Flick Collection açıldı. Berlin tarihi ile yakından ilgilenenler Checkpoint Charlie'de bulunan "Berlin Hikâyesi"'ni (The Story of Berlin) dinlemek için Duvar Müzesi'ni (Mauermuseum) ve Berlin tarihinde keyifli bir yolculuğa çıkmak için Märkischen Museum'u ziyaret edebilir. Devamı...
Saray ve Şatolar
Berlin ve çevresinde yer alan saray ve şatolar klasik yapılar kadar barok ihtişamını da tüm canlılığı ile gösteriyor. Görkemli Charlottenburg Sarayı ( Schloss Charlottenburg) barok yapı sanatının en canlı örneklerinden birisi. Güneyde yer alan peyzaj mimarisi ile saray yapısının büyüleyici bütünlüğüne örnek olabilecek Prusya Yapı Düzenlemeleri, aşk yuvası olarak inşa edilen ve bir tablo güzelliğindeki Tavus Kuşu Adası (Pfaueninsel) tüm cazibesiyle sevgililerle romantikleri kendine çekiyor. Potsdam; Prusya sanatının en ihtişamlı örnekleriyle dolu. Bu yapılarda saraylarla bahçelerin eşsiz uyumunu görmek mümkün.

BERLİN

Berlin, Almanya'nın başkenti ve en büyük şehridir. II.Dünya Savaşı öncesinde 4.3 milyon kişinin yaşadığı şehirde 2005 itibariyla 3.4 milyon kişi yaşamaktadır. Berlin, kuzey Almanya'da, Spree ve Havel nehirlerinin arasındaki kumluk bölgeye kuruludur. 1949'dan 1990'a kadar Doğu ve Batı Berlin olarak ikiye ayrılmıştı. Aradaki duvara da sonradan utanç duvarı denmiştir. Kasım 1989'da utanç duvarı yıkıldıktan sonra Berlin tekrar bir bütün olmuştur. Şimdi, Almanya'nın yeni başkenti insanlarının ve şehrin yaralarını sarıyor. 750 yıllık Berlin "geriye doğru ileri" gitmeye çalışıyor.Berlin'in doğu tarafında yoğun bir restorasyon yaşanıyor ve kenti ikiye bölen Spree Nehri, sakin ve berrak akıyor. Berlin bu nehrin iki kıyısında, Cölln ve Berlin adlı iki balıkçı köyü olarak bölünmüş bir haldeydi zaten. İlk kez 1307 yılında birleşti. Brandenburg'un (sonra Prusya'nın) başkentiydi. 18. yüzyıla kadar o kadar mühim bir şehir değildi. Ancak Prusya'nın güçlenmesi sürecinde kuzey Almanya, sonra Avrupa'nn bir siyasi, iktisadi ve kültürel merkezi oldu. 1871 yılında Alman İmaparatorluğu'na bağlandı, Hitler zamanında harabeye döndü, müttefik devletler tarafından işgal edildi.İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Sosyalist bölümü Doğu Berlin oldu. Kentin imparatorluk merkezi Mitte'de doğuda kaldı. Berlin'i inşa eden mimar Karl Friederich Schinkel'in tasarladığı binalar, büyükelçilikler, saraylar, müzeler hep o tarafta kaldı. Türkiye'den çalınan Bergama Sunağı'nın sergilendiği dünyanın en önemli müzelerinden biri olan Bergama Müzesi, Cölln ile Berlin'i birleştiren anlaşmanın yapıldığı St. Nicholas Kilisesi de Doğu Berlin'de kaldı. Kent tekrar birleştiğinde Berlin her şeyin çiftine sahip oldu. İki parlamento binası, iki büyük üniversite, iki büyük havaalanı, iki kent merkezi ve iki Mısır müzesi... Müzeler Adası, Kültür Forumu ve Dahlem'deki müze ve koleksiyonlar dünya çapında önem taşıyor. Berlin, sanat alanında da dünyanın en önemli şehirleri arasında. Üç opera, Filarmoni, birçok tiyatro, konser salonu ve kütüphanenin yanı sıra; Berlin Film Festivali, festival haftaları ve tiyatro günleri, tüm sanatseverleri Berlin'e çekiyor.Türkler Berlin'deki en kalabalık yabancı nüfusunu oluştururlar. Berlin'de 119.000 Türk vardır. Kreuzberg İlçesi Türklerin en yoğun olarak yerleşik olduğu bölgelerdendir. Kreuzberg'in toplam nüfusu 146.884 kişidir ve bunun 49.010'u yabancıdır. Yabancı sayısı Alman vatandaşı Türkleri kapsamadığından, Kreuzberg'deki Türk sayısı oldukça fazladır.Kültür Berlin Almanya'nın sadece politik başkenti değil, aynı zamanda da kültür başkentidir. Berlin'de birçok müze bulunmaktadır. Özellikle kentin doğusunda yeralan Müzeler Adası (Museumsinsel) içinde Pergamon Müzesi'de dahil, birçok müzeyi barındırmaktadır. Ayrıca kentte çok sayıda sanat galerileri, tiyatrolar vs. vardır. Başlıca müzeleri ve turistik yerleri:
Berliner Fernsehturm ;televizyon kulesi
Pergamon Museum ; Bergama Arkeoloji Müzesi (Ünlü Bergama tapınağı burdadır.)
Guggenheim Berlin
Alte Nationalgalerie ;Eski Ulusal Müze (sanat müzesi)
Bodemuseum
Schloss Bellevue ;Bellevue Sarayı
Siegessäule ; Zafer Sütunu
Kaiser Wilhelm's Gedächtniskirche ;savaşta zarar görmüş Anıtkilise
Judisches Museum ;yahudi müzesi
Funkturm ;radyo kulesi
Aquadom & Sea Life Centre ;akvaryum ve deniz müzesi
Museum für Kommunikation ;iletişim müzesi
Brandenburger Tor ;Brandenburg Kapısı
Reichstag\Bundestag ;İmparatorluk Binası / Federal Meclis
Gendermenmarkt ;Jandarmalar Meydanı
Checkpoint Charlie Mauer Museum ;Berlin duvarı ile ilgili tarih müzesi
Berliner Dom ;Berlin Katedrali
East-Side-Gallery ; Barış Anıtı
Holocaust-Mahnmal ; Holocaust Anıtı
KaDeWe(Kaufhaus des Westens); alışveriş merkezi
Deutsches Technikmuseum ; Alman Teknoloji Müzesi
Schloss Charlottenburg ;Charlotenburg Sarayı
Berliner Rathaus (1991'dan önce Rotes Rathaus) ;belediye sarayı
Bundeskanzleramt ; Başbakanlık
Museum für Naturkunde ; Doğa Bilimleri Müzesi
Filmmuseum Berlin ;Film ve sinema tarihi ile ilgili müze
Neue Synagoge Berlin ;Yeni Sinagog (Almanya'nın en büyük sinagoğudur)
Tiergarten ;kentin en büyük parkı ve mesire yeri

17 Temmuz 2008 Perşembe

ÖLÜDENİZ



Ölüdeniz, Muğla ilinin Fethiye ilçesine bağlı bir beldedir. Ölüdeniz kumsalı yüzde seksen iki oyla 2006 yılında dünyanın en güzel kumsalı seçilmiştir.

Belde, turizm açısından oldukça gelişmiştir. Likyalılarda ışık ve güneş diyarı, Ortaçağ'da "Uzak Diyar" olarak tanınır, Anadolu'nun güneybatısında yer alan Teke Yarımadası'da bulunur. Türkiye'de bulunan deniz kulağı (lagün) oluşumlarından biridir.

Ölüdeniz, adı gibi durgun bir göl niteliğindedir. En fırtınalı günlerde Belceğiz kıyıları dalgalarla boğuşurken, Ölüdeniz'de sadece çırpıntılar meydana gelir.

Ancak durgun gibi gözüken Ölüdeniz, gözle görünmeyen üç nedenle kendini hemen her gün yenilemektedir. Bunlardan ilki, Ölüdeniz'de mevcut yoğun kaynak suyu çıkışları, dipte içeriden açıkdenize doğru bir akıntı yaratmaktadır. İkincisi, bu kaynak sularının yarattığı tuz farkından dolayı açıkdenizden içeriye ve dışarıya devamlı bir sirkülasyon oluşmasıdır. Üçüncüsü ise gel-git etkisi ile iki-üç günde bir deniz ortalama yarım metre yükselir ve alçalır. Bu da büyük miktarda deniz suyu giriş ve çıkışı sağlamaktadır.

Görülmeye değer yerler

1500 m. yukarıdan Ölüdeniz
Kelebek Vadisi
8 Şubat 1995'de 1. derecede doğal SİT ilan edilen ve her türlü yapılaşmaya kapatılan kayalık ve çamlık vadide milyarlarca kelebeğin kayalarda, ağaçların gövdelerinde ve yapraklarında bulunup etrafı sarmasından dolayı bu ismi almıştır.[2]

Vadiye ulaşım Ölüdeniz'den dolmuşlarla veya Ölüdeniz'deki sahilden kalkan teknelerle sağlanır. Kelebekler vadisi kumsalında konaklama tesisi yoktur. Çadır kurularak ya da üzeri çalı ve yapraklarla kaplı çardaklarda, ağaç dalları arasına kurulmuş teraslarda konaklanmak mümkündür.


Gemile Adası
Ölüdeniz beldesinde batısında ve takriben 7 km. uzağındadır. Adada M.S. 5-13. yüzyıllarda yapıldığı anlaşılan Bizans ve Roma devirlerine ait ev, depo, sarnıç ve kilise kalıntıları bulunmaktadır. Gemile Adası, koruması gerekli tarihi değerlerden biridir.


Fethiye
Antik çağda "Telmessos", yakın çağda "Meğri", 1934'den itibaren Fethiye adını alan ilçe Roma-Bizans devirlerinden kalma lahitler, ünlü Aminthas tapınak mezarı ve müze turistlerin ilgisini çeken mekânlardır. Fethiye halk pazarı da son zamanlarda ilçeye gelen yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri olmaya başlamıştır.


Ölüdeniz'de günübirlik deniz turları
Fethiye sahilinde ve Ölüdeniz sahilinde bulunan teknelerle yapılan gezilerde Aya Nikola Adası, Gemile Koyu, Karacaören, 12 adalar ve Göcek'i gezmek mümkündür.

HAMİLELİKTE CİLT BAKIMI VE KOZMETİK..

Hamilelik döneminde kozmetik kullanımında dikkatli olmalısınız…
Uz. Dr. Zerrin Baysal “Hamilelik döneminde kozmetik kullanımı “hakkında bilgi verdi.

Etiler Memorial Polikliniği ve Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Zerrin Baysal “Hamilelik döneminde kozmetik kullanımı “hakkında bilgi verdi. Hamile kadınların en büyük sıkıntıları; ilaç, ışın, kimyasal maddeler ve deri yoluyla maruz kaldıkları maddelerin zararlarıdır.

Bu kimyasal maddeler; solunum yoluyla, ağız yoluyla veya tensel temas ile alınabilirler. Bazı maddeler anne karnındaki bebeğin ( fetus) gelişimini olumsuz etkileyeceği gibi bazı maddelerinde hiçbir yan etkisi olmadığı deneylerle gösterilmiştir.

Bazılarının ise, kötü etkilerinin olup olmadığı halen bilinmemektedir. Kimilerinde ise, gebeliğin belirli sürelerine kadar zararlı etkili, daha sonraki aylarda zararsızdır. Bu yan etkiler, bebeğe hem fiziksel hem de zihinsel zararlar verebilir, gelişimini engelleyebilir.

Özellikle saç boyarken tedbirli davranın

Kozmetik (saç boyaları, kremler, parfümler, temizleyici maddeler vs..) kullanımında, genelde, en sık problem saç boyalarıdır. Sıklıkla kullanılan, kalıcı ve yarı kalıcı boyaların içindeki maddelerle yapılan deneylerde, bebek üzerine zarar verici etkiler görülmemiştir.

Fakat tedbirli davranmak için, doğum sonrasına kadar saçların boyatılmaması daha uygundur. Değişiklik yapmak, beyazlarınızı gizlemek veya dip boya yaptırmak istiyorsanız, gebeliğin ilk üç ayından sonra, bitkisel saç boyaları kullanabilirsiniz.

Saç düzleştirme ve perma işlemlerini hamilelik sonrasına bırakın

Saç düzelticilerin ( straightener) ki bunlar sodyum hidroksit ve bisülfit denilen kimyasal oluşumlardır ve kullanılmaları tavsiye edilmemektedir. Saç düzeltmelerin, hava ısı ve press yolu ile yapılması daha güvenlidir.

Perma gibi yöntemlerde ise kullanılan kimyasal maddeler saçlı deriden emilip kana karışabilir. Bunların kullanılması ile bebekte doğumsal sakatlık gelişmesi arasında ilişki saptanamamıştır, fakat tamamen güvenilir olduğunu söyleyebilmek içinde daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Bu yüzden doğum sonrasına kadar saçlarınızın doğal kalmasında fayda vardır.

Nemlendiricileri rahatlıkla kullanabilirsiniz

Deodorant, şampuan, ve diğer cilt bakımı ürünlerinin, bebek gelişimi üzerine zarar verici etkileri olup olmadığı üzerine yeterli bilimsel araştırma olmamakla beraber şimdiye kadar herhangi bir problem rapor edilmemiştir.

Cilt bakımı için kullanılan kremleri rahatlıkla kullanabilirsiniz. Cilt çatlaklarının oluşmasını azaltmak için kakao ve lanolin kremleri kullanılabilir.

Hamilelik döneminde makyajın zararlı olup olmadığı da sıkça sorulan sorulardan biridir. Ancak bu konuda herhangi bir çalışma yapılmamış olmakla birlikte; bugüne kadar makyajın hamilelik üzerinde olumsuz bir etkisi görülmemiştir.

Bebeğin gelişimindeki en önemli zaman ilk üç aydır. Bu süre içindeki zararlar diğer aylara göre daha fazla olmaktadır, kısa bir süre için biraz daha dikkatli olmak hem bizim hem de bebeğimizin sağlığı açısından faydalı olacaktır.

Çok sıcak su ile banyo yapmaktan kaçının

Hamilelik her yönüyle dikkat ve bakım isteyen bir süreç. Sağlıklı bir bebek sahibi olmanın yanında, annenin de kendine özen göstermesi arzulanan ve göz ardı edilmemesi gereken bir nokta. Hamilelikte ve sonrasında anneleri en fazla üzen konuların başında ise fazla kilolar ve cilt problemleri (çatlaklar) geliyor.
netten alıntıdır

13 Temmuz 2008 Pazar

LUXURY YACHT




Haydi bu mükemmel yatla mavi yolculuğa çıkalım.Nette gezerken gördüm bu güzelliği ve bu yatla nerelere gidebiliceğimizi araştırmaya karar verdim.Ne dersiniz bana önerileriniz olabilir mi ?

Luxury Yatchs


Luxury Yatchs
1. WHITE HEAVEN (Charter/Motor yachts)...ccomodation for 6 guests. Savour the delicious mediterranean cuisine prepared with Italian flair by the yacht's chef . White Havens professional friendly crew are eager to welcome you on board. ...2. French Riviera, Corsica and Sardinia : 10-Day Cruise (Destinations/Itineraries)The true birth-place of private luxury yachting, still remains an irresistible area to plan your ideal cruise. Incorporating Monaco, the Côte d’Azur, Corsica, Sardinia and its satellite i3. Classic Greece : 8-Day Cruise (Destinations/Itineraries)Explore the Greek Islands aboard your yacht. Reward yourself as you experience the natural beauty of Greek Island beaches bordered by sparkling crystal clear Mediterranean waters in a world full of a4. AVELLA (Charter/Motor yachts)... Under recent new ownership, this immaculate 33.5m Azimut goes from strength to strength. The yacht provides very spacious accommodation for 8 guests in a master stateroom on the main deck;...5. DJANGO-TOO (Charter/Sailing Yachts)...responsibility for the accuracy, completeness, or usefulness of any information and/or images displayed. Yacht inventory, specifications and charter prices are subject to change without prior notice. ...6. HAIDA G (ex ROSENKAVALIER) (Charter/Motor yachts)...Various water toys TV and Hi-Fi throughout Very few yachts instill such emotive feelings as seeing the stunning 71m "HAIDA G" enter port....7. NO LIMIT (Charter/Motor yachts)...responsibility for the accuracy, completeness, or usefulness of any information and/or images displayed. Yacht inventory, specifications and charter prices are subject to change without prior notice. ...8. SEDATION II (Charter/Motor yachts)...TBC) Full scuba diving equipment and compressor (spec TBC) Outdoor cinema (spec TBC) This brand new yacht from the world acclaimed Heesen Shipyard is at the pinnacle of performance and design inn...9. SQUEAK (Charter/Motor yachts)...responsibility for the accuracy, completeness, or usefulness of any information and/or images displayed. Yacht inventory, specifications and charter prices are subject to change without prior notice. ...10. PARSIFAL III (Charter/Sailing Yachts)... complemented by natural textures and textiles that give this ultra modern yacht a warm, inviting and restful feeling. ...11. PERSEUS (Charter/Motor yachts)... In the world of motor yachting, the Falcon 100 class is deservedly a byword for stylistic and technical excellence. ...12. PANDORA (Charter/Motor yachts)...responsibility for the accuracy, completeness, or usefulness of any information and/or images displayed. Yacht inventory, specifications and charter prices are subject to change without prior notice. ...13. O'RION (Charter/Motor yachts)...) Generators: 2 x deutz 95 kW plus 1 Iveco 25 kW Electricity: 220V Ac - 24 VDC Classification: ABS A2 Yachting Service Number of guests: 12 Number of crew: 8 ...14. O'PTASIA (Charter/Motor yachts)...nslated in Greek as "vision". The Owners intentionally selected this name as they wanted the yacht to have a name that would reflect its elegance and luxury. The O'PTASIA will feature ...15. O'PARI (Charter/Motor yachts)...U Generators: 2 X 30 kW ONAN plus 1 x 20 kW ONAN Electricity: 220 V AC - 24 V Dc Classification BS A2 Yachting Service Number of guests: 12 Number of crew: 12 ...16. O'MEGA (Charter/Motor yachts)... The 83 meter Motor Yacht O'MEGA, fit to accommodate and entertain up to 32 guests in 1 Master, 1 Upper VIP, 4 ...17. O'CEANOS (Charter/Motor yachts)... The fabulous motor yacht O' Ceanos, 49 meters of excellence in engineering and design fitted with Italy's ...18. NEW CENTURY (Charter/Motor yachts)...A large Jacuzzi on top/sundeck with bar and dining facilities together with assorted toys is the perfect yacht for entertaining and outdoor activities. Accommodation for 10 guests in a large maste...19. MALTESE FALCON (Charter/Sailing Yachts)... to experience the Maltese Falcon under sail. The 88 meter clipper Maltese Falcon is the largest sailing yacht in the world and in a breeze her immense DynaRig powers her to record shattering speeds. ...20. LADY LAUREN (Charter/Sailing Yachts)...responsibility for the accuracy, completeness, or usefulness of any information and/or images displayed. Yacht inventory, specifications and charter prices are subject to change without prior notice. ...21. CHRISTINA O (Charter/Motor yachts)...one would expect in any five star hotel today. Following her refit she is one of the very few ex-private yachts that is now legally capable of international cruising with up to 36 passengers. Corporat...22. STARFIRE (Charter/Motor yachts)...agination ignite aboard Starfire ... She stands as the benchmark for comparison in the international yachting industry, a luminous example of the perfect harmony of design and technology. Its lush...23. TURAMA (Charter/Motor yachts)...guests, the MV TURAMA is especially equipped to make the most special occasion even more memorable. This yacht is uniquely designed for private cruising and is the ideal venue for special corporate ev...24. ARKTOS (Charter/Motor yachts)...ooden schooner made of teak and iroko and is one of the finest designs of Greek craftsmanship. The yacht consesist of large staterooms and the interior is very nicely decorated with fine furnish...25. ARKTOS (Charter/Sailing Yachts)...ooden schooner made of teak and iroko and is one of the finest designs of Greek craftsmanship. The yacht consesist of large staterooms and the interior is very nicely decorated with fine furnish...26. CARMEN FONTANA (Charter/Motor yachts)...rculation Internal communication and International calls access (via Satellite or Mobile) throughout the yacht Internet access available from the master study room Satellite TV, DVD player, stereo sys...27. ALEXANDER (Charter/Motor yachts)...es, the Alexander's luxurious atmosphere achieves its tradition as a truly exclusive ocean-going megayacht. Whilst the vessel has guest accommodation for up to 84 persons, due to the configuration...28. CARMEN SERENA (Charter/Motor yachts)...ion •Internal communication and International calls access (via Satellite or Mobile) throughout the yacht •Internet access available from the master study room •Satellite TV, DVD playe...29. ABILITY (Charter/Motor yachts)...illar 3512B Jacuzzi Turkish Bath * AUDIO/VISUAL * State of the art A-V systems throughout the yacht ACCOMMODATION WATER SPORTS Master suite (which has own private seaview terr...30. ALEXANDRA (Charter/Motor yachts)...wide window openings of M/Y ALEXANDRA are typical of the Benetti style and the interior is a true custom yacht achievement with the signatures of Terence Disdale for design and Alan Jones

MADEN SUYUNUN FAYDALARI

MADEN SUYUNUN FAYDALARI

Maden Suyu, içerdiği tüm mineraller ve karbondioksit gazı ile birlikte yeraltındaki çatlaklardan yol bularak yeryüzüne çıkar ve tamamen “doğaldır”. Soda ise su ve sudan yapılan içeceklere üretim esnasında karbondioksit gazı basılmasıyla elde edilen ve tamamen “yapay” olan bir içecektir.


*Maden suyu “asitli” midir?

Halk arasında “asitli” denilen içeceklerde aslında kastedilen, içeceğin içindeki “karbondioksit” gazıdır. Karbondioksit gazı dilimiz ile temas ettiğinde geçici olarak tat algılayıcılarını uyuşturduğu için içimi kolaylaştırmaktadır. Gazlı içecek üretiminde çok özel proseslerle üretilen ve % 99,99 saflıkta gıda üretimi için özel karbondioksit gazı kullanılır.


*Günde ne kadar maden suyu tüketebiliriz ?

Doğal suların içerdiği zengin mineraller vücudumuzda vitaminlerin fonksiyonlarına yardımcı olurlar. İçerdiği zengin kalsiyum ve florür gibi mineraller nedeniyle özellikle çocuklar, bayanlar ve yaşlıların daha fazla maden suyu içmeleri gerekir. Uzmanlar günde en az 2 litre civarında su ve maden suyu gibi “yararlı sıvı” tüketilmesini öneriyor.


*Çocukların maden suyu içmesi zararlı mıdır?

Maden suyunun bilinen hiçbir zararı olmayıp, aksine vücudumuza sayısız yararları vardır. Büyüme çağındaki çocuklar kalsiyum, demir, çinko, florür gibi minerallere yetişkinlerden daha fazla ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyacı karşılamanın en iyi yolu bolca süt ve doğal suları tüketmeleridir. Maden suyunun içerdiği kalsiyum kemik yapısının, florür ise ağız ve diş sağlığının gelişmesi için son derece yararlıdır.


*Hamilelikte maden suyu içilir mi?

Hamilelik, beslenmeye özellikle dikkat edilmesi gereken bir dönem. İnsan vücudu bebeği besleyebilmek ve gelişmesini sağlamak için normalden daha fazla gıda, sıvı, mineraller ve vitaminlere ihtiyaç duyar. Bu katkıyı doğal yoldan sağlayabilmek için, hamilelikte düzenli olarak maden suyu tüketimi tavsiye edilir.


*Maden suyu cilde yararlı mıdır ?

Maden suyu içerdiği zengin mineraller vücudumuzun birçok bölgesine olduğu gibi cilt için de yararlıdır. Hatta piyasada sprey şişelerine doldurulmuş ve yüze püskürtülerek kullanılan maden suları satılır.


*Maden suyu böbrek taşı yapar mı?

Böbrek taşlarının oluşumunda ana neden, yetersiz miktarda sıvı tüketimidir. Başka bir deyişle, yaşamı boyunca yeterli ve düzenli miktarlarda su ve maden suyu tüketmeyen insanlarda böbrek taşı oluşumu hızla meydana gelir. Bu duruma gelmiş ve böbreklerinde taş oluşmuş insanların maden suyu tüketmeleri tavsiye edilmez ancak esas olan, düzenli ve yeterli miktarlarda su ve maden suyu tüketerek vücudumuzu bu gibi etkenlerden korumaktır.


*Avrupa’da ve Türkiye’de kişi başına yıllık maden suyu tüketimi ne kadar?

Avrupa’da kişi başına yılda 150 litre maden suyu tüketirken bu oran Türkiye’de 3 litrenin altında. Ülkemiz aslında Avrupa’nın doğal mineralli sular açısından en zengin coğrafyasına sahip ancak, yıllık 65 milyon litre olan bu kaynağın sadece yüzde biri şişeleniyor, yüzde doksandokuzu boşa akıyor. Süt ve süt ürünleri tüketiminde de Avrupa ile aramızda benzer oranlar olduğu için, neticede ulusal beslenme kültürü ile bağlantılı ilginç tablolar ortaya çıkıyor. Örneğin bu beslenme kültürü sayesinde Avrupalı kemik erimesi gibi hastalıkları nadiren duyarken Türkiye’de belirli yaş ve cinsiyet gruplarında kemik erimesi oranları % 30’larda yaşanıyor. Bunun en önemli nedeni, yaşam boyunca düzenli olarak tüketilen süt ve doğal suların miktarlarındaki, bu yol ile alınan doğal kalsiyum takviyesindeki büyük farklılık.


*Maden suyu son kullanma tarihinden sonra bozulur mu?

Maden suyu kapağı açılmaz ise kesinlikle bozulmaz. Ürünlere son kullanma tarihi konulmasının tek nedeni, dolumdan sonra belirli bir süre geçtiği zaman sadece kapak ve ambalajdan dışarıya karbondioksit gazı kaçması ve azalmasıdır.


*Düzenli maden suyu tüketimi ile bazı hastalıklar arasında bağlantı var mıdır?

Maden suyunda zengin olarak bulunan minerallerden magnezyum, hücre içerisinde potasyumdan sonra en yoğun olarak bulunan katyondur. Hücre zarı, hücre içi ve hücre çekirdeğindeki birçok biyolojik olaylarda etkilidir ve kas ile sinirlerdeki elektrik uyarılarının iletilmesini sağlar. Kalp ve damar hastalıkları ile çok ilgisi vardır. Enfarktüs geçiren insanlarda magnezyum düşüklüğü saptanmıştır. Damar sertliğine yol açan damarlardaki yağ ve kalsiyum birikmesi de magnezyum eksikliğinden oluşur.


*Sodyum vücut sıvılarında en fazla bulunan elementtir ve sıvı dağılımı ile sıvı
dengesinin düzenlenmesini sağlar. Ayrıca asit-baz dengesi ve sinir uyarılarının taşınması en önemli görevlerindendir.


*Kalsiyum vücudumuzda en fazla bulunan elementtir. Kemik yapısının yanı sıra kas kasılmalarının düzenlenmesine, sinir uyarılarının taşınmasına, hücre zarlarında iyon değişimine, hormonların, sindirim enzimlerinin ve nörotransmitterlerin salgılanmasına yardımcı olur. Yaşla ilgili kemik kayıplarını ve kırılmalarını önler. Kalsiyum sadece süt ve doğal sularda bulunur. İçerisinde kalori ve kolesterol olmadığı için maden suyu, kalsiyum açısından süte en iyi alternatif olmaktadır.


*Bikarbonatlar, magnezyum, sitratlar, sodyum, flor ve kalsiyum maden suyunda bulunan doğal dengeleri ile, ürolojik hastalıkların seyri ve özellikle ameliyat sonrasında çok etkendir. Böbrek taşlarının tekrarlamasını önlemenin en kolay, en pratik ve doğal yolu bu sıvıları bolca tüketmektir.


*Bikarbonatlı sular alkali yapıları sayesinde mide asiditesini nötralize eder ve bu özelliği nedeni ile peptik ülser hastalığının tedavisinde önemli rol oynarlar. Yine fonksiyonel mide ve bağırsak hastalıklarında semptomları azaltıcı etkileri vardır.
Kalsiyum ve magnezyum içeren sular bağırsak molaritesini azaltarak stress sonucu gelişen ishal gibi şikayetleri önlemede etkili olurlar. Sülfatlı sular safra salgılarını ve akımlarını arttırır.


*Kalsiyum zengini doğal mineralli sular, menapoz döneminde kadınlarda ve ileri yaşlarda erkeklerde kemik erimesinin önlenmesi ve tedavisinde yeterli kalsiyum desteği sağlanmasında önemli bir seçenektir.

PARİS



Paris, Fransa'nın başkenti ve Île-de-France bölgesinin merkezidir ve Seine nehri'nin üzerine kurulmuştur. Tüm dünyada anıtları, sanatsal ve kültürel yaşamı ile tanınmış (bilinen) olan Paris aynı zamanda dünya tarihinde önemli bir şehir (kent) olmakla birlikte, başlıca ekonomik ve politik merkezler arasında yer almakta ve uluslararası taşımacılığın geçiş noktalarından birini oluşturmaktadır. Moda ve lüksün dünya başkentidir ve "Işık Şehir" (Ville de Lumière) diye de anılmaktadır (bilinmektedir.)
2004 yılında Paris şehir sınırları içindeki nüfusun 2.153.600 kişi olduğu INSEE (Institut national de la statistique et des études économiques - Ulusal istatistik ve ekonomik çalışmalar enstitüsü) tarafından tahmin edilmektedir. [1] 20. yy.'da şehir sınırlarının dışına taşarak büyümüş ve banliyöleriyle birlikte 2007'da 12,1 milyonluk nüfusa ulaşmıştır. [2]. Paris şehrinin özlü sözü Latince "Fluctuat nec mergitur" yani "Sallanır ama batmaz" (Fransızca:« Il est battu par les flots sans être submergé »). Şehrin armasındaki "Scilicet" yani gemiyi anlatmak için kullanılır. Bu gemi Ortaçağ'da şehri yöneten güçlü "Gemiciler" (Nautes) ya da "Su tüccarları"nın kurduğu birliği sembolize eder. Şehrin koruyucusu, 5. yy.'da Attila'yı şehri yıkmaması için ikna ettiğine inanılan Azize Geneviève'dir
netten alıntıdır

12 Temmuz 2008 Cumartesi

JAPONYA



Las Vegas


Las Vegas, ABD'nin Nevada eyaletinde bulunan kumar ve eğlence yerleriyle ünlü bir kentidir. Düz bir ovaya kurulmuş adeta bir çöl şehridir.
Las Vegas şehri eskiden denetimden yoksun bir mafya şehri olmuştur ancak günümüzde 1,5 milyona yaklasan nüfusuyla muhteşem ve bir o kadar da legal bir şehir halini almıştır. Las Vegas günümüzde dünyanın en pahalı oteli Wynn Hotel'e ev sahipliği yapmaktadır, Wynn Hotel'ın yanısıra değeri milyar doları aşmış birbirinden güzel onlarca hotel içindeki inanılmaz şovlar ve aktivitelerle turistler için her zaman gözde mekan olmuştur. Yaz ayları oldukça sıcak geçmekle birlikte, sıcaklığın yer yer 45 dereceyi geçtiği gözlenmekte ancak nem oranının düşük olması hissedilen ısının fazla etkili olmamasını sağlamaktadır. Bu nedenle Las Vegas'ı en iyi ziyaret etme zamanı eylül ayı ile mayıs ayı arasındaki aylardır.
Özellikle gösterişli kumarhaneleri ile dillere destan olmuş bir şehirdir. Işıkları ve fıskıyeleri hayalleri süsler.

8 Temmuz 2008 Salı

BERLİN


Berlin Almanya'nın sadece politik başkenti değil, aynı zamanda da kültür başkentidir. Berlin'de birçok müze bulunmaktadır. Özellikle kentin doğusunda yeralan Müzeler Adası (Museumsinsel) içinde Pergamon Müzesi'de dahil, birçok müzeyi barındırmaktadır. Ayrıca kentte çok sayıda sanat galerileri, tiyatrolar vs. vardır. Başlıca müzeleri ve turistik yerleri:Berliner Fernsehturm; televizyon kulesi Pergamon Museum; Bergama Arkeoloji Müzesi (Ünlü Bergama tapınağı burdadır.)*Türkçe Berlin Rehberi Guggenheim Berlin Alte Nationalgalerie; Eski Ulusal Müze (sanat müzesi)*Türkçe Berlin Rehberi Bodemuseum *Türkçe Berlin Rehberi Schloss Bellevue; Bellevue Sarayı Siegessäule; Zafer Sütunu Kaiser Wilhelm's Gedächtniskirche; savaşta zarar görmüş Anıtkilise Judisches Museum; yahudi müzesi Funkturm; radyo kulesi Aquadom & Sea Life Centre; akvaryum ve deniz müzesi Museum für Kommunikation; iletişim müzesi Brandenburger Tor; Brandenburg Kapısı Reichstag\Bundestag; İmparatorluk Binası / Federal Meclis Gendermenmarkt; Jandarmalar Meydanı *Türkçe Berlin Rehberi Checkpoint Charlie Mauer Museum ;Berlin duvarı ile ilgili tarih müzesi *Türkçe Berlin Rehberi Berliner Dom; Berlin Katedrali *Türkçe Berlin Rehberi East-Side-Gallery; Barış Anıtı Holocaust-Mahnmal; Holocaust Anıtı KaDeWe(Kaufhaus des Westens); alışveriş merkezi Deutsches Technikmuseum; Alman Teknoloji Müzesi Schloss Charlottenburg; Charlotenburg Sarayı Berliner Rathaus (1991'dan önce Rotes Rathaus); belediye sarayı Bundeskanzleramt; Başbakanlık Museum für Naturkunde; Doğa Bilimleri Müzesi Filmmuseum Berlin; Film ve sinema tarihi ile ilgili müze Neue Synagoge Berlin; Yeni Sinagog (Almanya'nın en büyük sinagoğudur) Tiergarten; kentin en büyük parkı ve mesire yeriALINTIDIR

saç nakli

Dakika dakika SAÇ NAKLİ

İsveç’te saç ekimi konusunda kendi geliştirdiği tekniği kullanan Türk Doktor. Demir İlter'in kliniğinde bir saç operasyonunu baştan sona görüntüledik. İşte aşama aşama gördüklerimiz...

Bundan birkaç ay önceydi. İsveç'teki kliniğinde yaptığı çok başarılı saç nakilleriyle adından söz ettiren Türk doktor Dr. Demir İlter birkaç günlüğüne İstanbul'a gelmişti. Saç ekimi zor bir konu. Her ne kadar teknik gelişse de bu konuda başarılı ameliyat yapan doktor sayısı dünyada bile bir elin parmak sayısı kadar sınırlı. Doğal, ekildiği belli olmayan saçlar yaratmak o kadar kolay değil. Dr. İlter, hem Stockholm'deki kliniğinde uzun yıllardır kendi geliştirdiği tekniğiyle bu operasyonu gerçekleştiriyor hem de bunu dünyanın dört bir yanında gittiği konferanslarda meslektaşlarıyla paylaşıyor. Haliyle yurtdışında gözardı edilmeyecek başarı elde etmiş bir Türk doktor da ilgi alanımıza giriyor.Sohbetimiz sırasında saç nakliyle ilgili bütün literatürü son derece basit, konunun uzmanı olmayan, sıradan bir kişinin rahatlıkla anlayacağı bir dille o kadar güzel anlattı ki, bir saatin sonunda saç ekimi konusunda epey bilgi edindim. İşin ilginci bunları kafamda bir yere not ettim. İlter, aslında 10 yıl plastik, sekiz yıl da kalp ve damar cerrahı olarak çalışmış. İki yıl önce saç nakli yaptıran ancak bundan memnun kalmayan bir arkadaşının yardım istemesiyle doktor arayışına girmiş. Bu konuda uzman bulmakta zorlanırken bir yandan da bu alanın içinde bulmuş kendini. Kliniklerin odak noktasının hasta olmadığını görüp bu branşla ilgilenmeye karar vermiş. Şimdi kendi adıyla kurduğu kliniğinin başında. Dr. Demir İlter'in operasyonlarının en önemli özelliği son derece ince mikrocerrahi aletlerle çalışıyor olması. Geliştirdiği FUE plus tekniğinde 0.6 mm'lik aletleri kullanıyor ve bu anlamda Avrupa'da bu kadar ince el becerisi isteyen bir operasyonu gerçekleştirebilen tek doktor. Böylelikle her santimetrekareye daha çok ekim yapılabiliyor. Ama perasyonların bir başka önemli özelliği ise, yara izi görüntüsü kalmıyor. Ekilen saçın son derece doğal gözükmesi, saç ekilmiş hissi uyandırmaması da bu ince işlem sayesinde oluyor. Böylesine iddialı bir operasyonu yerinde görüntülemek istedik. Ve fotoğrafçı arkadaşımla birlikte Stockholm'un yolunu tuttuk. Operasyonu baştan sona görüntüledik. İşte Dr. İlter'in geliştirdiği FUE plus tekniği ve bu teknikle yapılan bir operasyonun öyküsü.

Saç Ekim Merkezleri

Saç dökülmesi, modern çağ insanının önemli sorunlarından birisidir. Özellikle erkeklerde saç dökülmesi genetik faktörlere bağlıdır. Saç dökülmesi estetik kaygılara, psikolojik sorunlara ve kendine güven eksikliğine neden olabilmektedir.
Ülkemizde, çoğu alanda olduğu gibi medikal estetikte ve saç ekiminde de etik dışı ve yasalara aykırı uygulumalara maalesef sıkça rastlanılmaktadır. Saç ekimi ciddi bir iştir. Yasalarımıza göre saç ekimi plastik cerrahlar tarafından, ameliyathane koşullarında, cerrahi merkezlerde yapılmalıdır.
Tıbbın tüm branşlarında olduğu gibi medikal ve cerrahi estetik alanında ülkemizin saygın kuruluşlarından olan BOĞAZİÇİ TIP MERKEZİ, saç ekimi konusunda da plastik cerrahlardan oluşan uzman kadrosuyla, yasal, güvenilir ortamıyla ve bütçenizi zorlamayan, uygun ücret politikasıyla hizmetinizdedir. Boğaziçi Tıp Merkezi’nde 15′i uzman doktor, 20’si sağlık ve teknik görevli olmak üzere 45 kişilik bir ekip 24 saat görev yapmaktadır.
Saç klonlama tekinigi
İngiltere‘de geliştirilen ve yeni bir teknikle laboratuvar ortamındada saç klonlamayetiştirilen hücrelerde, saçsızlıga çare için yeni umut oldu. “Foliküler hücre emplantasyonu” adı verilen tekniklede, geriye kalan saç hücrelerindende alınan bir miktar, laboratuvar ortamında çoğaltıldıktan sonra, saç kalmayan bölgelere enjekte ediliyor.Şu anda bu uygulama türkiye de uygulamya başlamamıştır.Merkezimizdede şu an için bu uygulama yer verilmemektedir.Bogaziçi saç ekimi merkezi bu tip yeni uygulamlar hakındada siz degerli halkımıza sürekli güncel bilgiler verecektir.

5 Temmuz 2008 Cumartesi

DİDİM!!!




Didim Aydın'a bağlı yeni yeni gelişme ve büyüme gösteren tatil beldelerinden bir tanesidir.
Bu belde alabildiğine sarı kumları arasında keyifli dakikalar yaşayacağınız bir yerdir.
Burada tarihi ve kültürel özellikleri oldukça büyük olan kahinlerin yaşadığı düşünülen Apollo Tapınağı, filozoflar bölgesi olan Milet, bir doğa harikası olan Bafa Gölü, İyonyalıların toplantı merkezi olan Pirene ile göz dolduran bir tatil beldesidir.

Didim’de bu kadar tarihi eserin arasında keyifli dakikalar geçirirken bu eserlerin yapılış hikayeleri ve efsaneleri sizi fazlasıyla heyecanlandıracaktır. Didim’in tarihi, kültürel yapıları dinlenmek ve eğlenmek adına bulunan mekanları, güneşin tadını çıkartmak için sere serpe uzanabileceğiniz altın renkli kumsalları ve bu bölgede tatil yapmak için oldukça yüksek meblalarda para harcamanız gerekmiyor olması da keyfili bir tatil geçireceğiniz en büyük ispatı olsa gerek!
APOLLON TAPINAĞI
Didim’de bulunan bu tapınak dünyanın en önemli 3. tapınağıdır. M.Ö Zeus’un oğlu olan Apollo adına Branhid kahinler için yaptırılmış. M.Ö yıllarda bir çok tahribata uğrayan tapınak en son olarak Romalılar zamanında yeniden yapılmıştır. 124 sütunla çevrili olan bu yapıt bir çok bölümden oluşuyor. Tapınağın oldukça eski zamanlarda yapılmış olması kadar içinde bulunan heykeller ve eserlerde tapınağa apayrı bir özellik katmaktadır. Bu tapınağın hiçbir zaman tamamlanmamış olması da ilk olarak akıllara şu soruyu getiriyor. Tamamlanmış olsa bundan güzel olabilir miydi acaba?
Apollon tapınağının bir diğer özelliği ise, bu tapınak adına üretilen efsanelerdir. Bu efsanelerin ortaya çıkmasının en büyük nedeni ise bu tapınağın M.Ö’ki yıllarda kahinlerin yaşadığı yer olarak bilindiği için bu tapınağa ait efsanelerde oldukça ilginç doğrusu! Tapınağı gezerken etrafınızı incelerken bir yandan da bu efsaneleri dinlemek oldukça heyecan verici olacaktır.

MiLET
Didim’in sadece 3 kilometre uzağında olan Milet, zamanının en önemli filazoflarının yaşamış olduğu bir kent olarak ünlenmiştir. Kentin tarihi M.Ö 2000 yılına kadar dayanmaktadır. Kent savaşlar dolayısıyla bir çok tahribata uğramış. Persler’in kazandığı savaş sonunda yıkılan kent, Perslerin Mykela savaşında yenilmesi üzerine yeniden yapılmıştır. Oldukça büyüleyici bir yapı düzeni olan Milet’te o zamanlarda yaşamış olan ve tarihin ilk kent plancısı tarafından Hippodamos’un geometrik planı uygulanarak yapılmıştır.
Milet’te bulunan tiyatro hala gezilen bir andır. Yaklaşık 1500 kişilik olan tiyatro birçok turistin gezdiği alanlar arsında yer almaktadır. Burada bulunan bir çok eser şu anda Milet Müzesinde sergilenmektedir. Milet’i gezdikten sonra da müzeyi gezmek içinde vakit ayırırsanız oldukça farklı ve tarih dolu bir gün geçirebilirsiniz.

PRiENE
Priene “hisar yurdu” demektir. Pirene’nin en büyük özelliği 12 İyon kentinin toplantı merkezi olan “Panionion" Priene sınırları içerinde olmasıdır. Zamanında iki limanı bulunan Pirene oldukça önemli bir merkezmiş, ancak zamanla Menderes Nehri’nin körfezi doldurması ile liman şehri olmaktan çıkarak önemini kaybetmiştir. Şimdilerde ise turistlerin oldukça önem verdiği bir yer olan Priene Didim’de görülmesi gereken yerler arasında yer almaktadır.
Bafa Gölü: Didim’e 30 kilometre uzaklıkta olan Bafa Gölü, Söke Ovasının Menderes’ten gelen alüvyonlar sayesinden dolmasından dolayı Ege Denizinin bir parçası olarak kaldı. Üzerinde iki tane ada bulunan gölün etrafı zeytin ağaçlarıyla çevrilidir. Doğal güzelliğinin olmasının yanı sıra bu göl balıkçılık adına oldukça önemli bir yerdir. Burada tutulan balıkları sevimli restoranlarda tadına bakmak keyifli olacaktır. Ayrıca Bafa Gölü ve çevresi için kuş cenneti diyebiliriz. Nesli tükenmekte olan bir çok kuş çeşidine ev olmuştur. Bir yanda zeytinlikler bir yanda kuşlar böcekler, deniz, güneş.... tatilin keyfi olsa gerek!

CENNETTEN BİR KÖŞE "ALTINKUM"
Altınkum: Bu kumsalın rengini altın sarısı olmasından dolayı, bu sahillere Altımkum denilmektedir. Didim’in ve hatta Ege’nin en güzel sahillerinden bir olan Altınkum’da dilediğiniz gibi güneşin ve denizin tadını çıkarabilir, dalış yapabileceğiniz merkezlere gidebilir.


(Dalış tutkunları için bir diğer önemli nokta ise Tekağaç Burnu’dur. Burası hem su altının gizemi hem de tarihi batık bölgesi olduğu için ilgi çekicidir.)
Altınkum’un çevresinde bulunan büfelerde öğle yemeklerinizi yiyebilir geceleri düzenlenen müzikli eğlencelerde sabahlara kadar eğlenebilirsiniz. Altınum’un çevresinde bulunan bir çok otel, pansiyon ve çeşitli konaklama imkanlarıyla Altınkum tam size göre...

DİDİM'DE DAMAK TADI
Ege mutfağının vazgeçilmezi olan ve her yemeğe lezzet katan zeytinyağıdır. Didim’de Omletten sebze yenmeğine, balıktan salataya kadar her yemekte saf zeytinyağının tadını bulabilirsiniz. Unutmayın ki Ege insanlarının uzun ömürlü olması, oldukça sağlıklı ve güzel olmaları tükettikleri zeytinyağlarından dolayı olduğu söylenmektedir.

Bafa Gölü
Didim’de güneşli bir sabahta yeni bir güne merhaba derken, mükellef kahvaltı sofranızda sizi karşılayacak olan bir tabak zeytinyağına sakın şaşırmayın! bu durumda yapacağınız tek şey, çıtır çıtır ekmeğinizi zeytinyağına batırıp, afiyetle yemeğinize devam etmek olacaktır.
Tabii ki de Ege denilince akla gelen ilk yiyecek deniz ürünleridir. Didim’de de deniz ürünlerinin bolluğu sizi şaşırtmasın! Didim’de hem denizden hem de Bafa Gölü’nden tutulan çeşit çeşit balıkları afiyetle yiyebilirsiniz. Ayrıca Didim merkezde ve Bafa Gölü’nün etrafında bulunan restoranların uygun fiyatları da yemeklerinizi daha da keyifli geçirmenizi sağlayacaktır.

ALIŞVERİŞ
Evinize sağlığı taşımak için
Didim’den evinize sağlığı taşımak isterseniz, buradan zeytin ve zeytinyağı satın almalısınız. Ancak daha kalıcı ürünler satın almak isterseniz o zaman size Didim’de gezeceğiniz tarihi yerlerin minyatür birer heykellerini almanızı öneririz.
Ancak mağazalardan şık bir şeyler satın almak isterseniz bunun için Altınkum’da bulunan mağazalardan ve merkezde bulunan dükkanlardan ihtiyacınız olanbir çok şeyi satın alabilirsiniz.
Bu yöresel ürünlerin dışında bir diğer satın alacağınız şeyler kültür yuvası olan bu beldede gezeceğiniz Apollon Tapınağı, Milet gibi eserlerin minyatür kopyalarının satın almak oldukça keyif verici olacaktır. Ayrıca bu bölgede bir çok şık mağazayı da bir arada bulabilirsiniz.

DİDİM'DE EĞLENCE
Didim’de oldukça sade ve doğal bir gece hayatı vardır. Burada bulunan eğlence merkezleri genellikle otellerin ve Altınkum’un bulunduğu alanlardadır. Buralarda keyfinize ve eğlence zevkinize göre mekanlar bulabilirsiniz. İster plajda keyifli dakikalar geçirin, ister bir balık restoranında isterseniz de ir barda gönlünüzce eğlenin artık seçin size kalmış.

DİDİM’E ULAŞIM
Didim bir çok tatil beldesine yakınlığı ile ilgi çekmektedir. Yakın yerlere ister günübirlik geziler yapabilir, ister koylara tekne turu yapabilir isterseniz de bu bölgelere bir gece konaklayarak tatilinize yeni yerleri de eklemiş olursunuz. . Didim Kuşadası’na 73 kilometre Söke’ye 53 kilometre Aydın’a 106 kilometre Bodrum’a ise 110 kilometre uzaklıktadır.
Gönderen .... zaman: 11:57 1 yorum
Etiketler: antınkum, aydın, datça, davutlar, didim hotel, didim tatili, didimde tatil, fethiye hoteller, gümbet, istanbul, kaş, kemer, Kuşadası, köyceğiz, motel, pansiyon, seyahat, turizm
06.04.2008
FETHİYE


Fethiye, Güney Akdeniz’in yaz aylarında en çok tercih edilen bölgelerinden sadece bir tanesidir. Mavinin ve yeşilin her tonu ile size merhaba diyecek bu doğa harikası yer, unutulmaz tatil yaşamak isteyenlerin ilk tercihlerinden bir tanesidir.





GEZİLECEK YERLER!!!
Fethiye’de gezilebilecek bir çok farklı yer vardır. Genellikle doğa harikaları ile karşılaşabileceğiniz Fethiye’de, koylar, nehirler, şelaleler... kısacası su ile gelen doğal güzelliklere doyamayacaksınız.
Ancak Fethiye doğal güzellilerin dışında tarihi eserleriyle de gelen ziyaretçilere farklı farklı tatlar yaşatan bir yer. Kalesi, camileri, köyleri, müzeleri ile göz doldurucu mekanlara sahiptir.

Letoon: Mitolojik çağlara ait kalıntılardan ortaya çıkan tapınaklardan en önemlisi, Letoon’dur. Letton, Likya Birliği’nin dinsel merkezi kabul edilmektedir. Apollon ve Artemis’e adanmış 3 tane tapınak bulunmaktadır.

Telmessos Antik Tiyatrosu:
Antik çağlarda kalan en dikkat çekici yerlerde bir tanesi ise; Telmessos Antik Tiyatrosu’dur. Yapılan kazı çalışmalarına göre burada geçmiş zamanlarda 5000 kişi kapasiteli bir tiyatro olduğu ve arena olarak kullanıldığı düşünülmektedir.
Fethiye’de Likya dönemine ait oldukça çarpıcı eserler bulunmaktadır. Likya Kaya Mezarları oldukça çekicidir, kayaların içine gömülmüş olan bu yapı, dışarıdan bakıldığında ve içine girildiğinde farklı özellikler yakalayabileceğiniz bir yerdir.

Kelebekler Vadisi:
Fethiye’de tekne turuyla ulaşabileceğiniz bir doğa harikası da Kelebekler Vadisi'dir. Akan küçük şelalesi, kumsalı ve tabii ki de tertemiz denizi ile bir çok insan için oldukça favori mekanlar arasında yer almaktadır. Vadiye Kelebekler Vadisi'nde Temmuz ve Eylül ayları arasında Jarsey Tiger adlı kelebek türünün burada yaşamasından dolayı u vadiye Kelebekler Vadisi denmektedir.
Fethiye'nin tekne turlarıyla meşhur olmasının bir diğer nedeni ise; Fethiye’de bulunan 12 tane küçük adacıktır. Sabah erken saatlerde hareket eden teknelere binip akşama kadar o koy senin bu koy benim gezebilirsiniz. Bu tekne turlarında aynı zamanda oldukça keyifli vakit geçirebilirsiniz. Arka fonda çalan sizi keyiflendirecek bir müzik, turistlerin etrafına gülümseyerek bakınması, Fethiye açıklarında tekneden denize atlama keyfi ile tekne turu olmazsa olmazların arasında yer alıyor.


Ölüdeniz Efsanesi :
Ölüdeniz denilince akla ilk olarak Fethiye gelir, Fethiye denilince Ölüdeniz. Berrak suyu, kımıldamadan duran şeffaf suyun güzelliği ile tüm dünyanın gözbebeğidir. Ölüdeniz adına üretilen bir çok efsanede buraya ayrı bir özellik katmıştır.
Bir efsaneye göre; denizci baba-oğul derin maviliklerde yol alırken çok güçlü bir fırtına çıkmış. Fırtınadan kurtulacakları sığınabilecekleri sakin bir koy olduğunu söyleyen denizci genç, babasını bir türlü inandıramamış, aralarında müthiş bir kavga çıkmış kavga sırasında yanlışlıkla çarpan kürek darbesiyle genç çocuk denize düşmüş ve ölmüş, daha sonra babası genç denizcinin bahsettiği o sakin koyu görmüş ve oğluna inanmış ancak işten çoktan geçmiş. Diğer bir efsane göre ise; baba-oğul denize açılmışlar genç denizci, Belcekız adlı bir kıza aşık olmuş ve su almak için her fırsatta Belcekız'ı görmeye gitmiş. Bir gün babasıyla denizde ilerlerken fırtınaya tutulmuşlar. Genç denizci babasına sakin bir koydan bahsetmiş ancak, babası oğluna inanmamış, genç oğlunun aşık olduğu kızı görmek için bahane uydurduğunu zannetmiş ve çok sinirlenmiş. Bu sırada o sinirle oğlunu denize itmiş. Genç denizcinin cesedi sahile vurmuş, aşık olduğu gencin cesedini gören kız ise bu acıya dayanamayarak intihar edmiş. Genç Kızın intihar ettiği yere Belcekız, genç denizcinin öldüğü yere Ölüdeniz denir.

Fethiye’de alternatif tatil keyfi:
Fethiye’de alternatif sporların merkezi olarak bilinir. Fethiye’de ziyaretçilerin en çok ilgisini çeken aktivitelerin başında metrelerce yüksekteki dağlardan masmavi denizin üzerine doğru arkanıza rüzgarı alarak yamaç paraşütü yapmaktır. Yamaç paraşütü için Fethiye’de ders alabileceğiniz bir çok kurs bulunmaktadır. Fethiye’de yamaç paraşütünün dışında jeep safari, kano ve rafting gibi eğlenceli ve adrenali bol olan aktivitelere katılabilirsiniz.

Fethiye'de Damak Tadı:
Fethiye’de klasik Ege yemeklerinin tadına bakabilirsiniz. Zeytinyağı ile yapılan yemekler, taze meyve, sebzeler ve tabii ki de balık çeşitleri.. Fethiye’de deniz mahsulleri oldukça ucuz ürünler arasında yer aldığı burada bolca balık yiyebilirsiniz. Özellikle Fethiye katılacağınız tekne turlarında bir yandan eşsiz güzellikte olan Fethiye koylarını seyrederken bir yandan da Ege’nin enfes balıklarının tadına bakabilirsiniz.

Fethiye'de Alışveriş:
Tüm sahil yörelerinde olduğu gibi burada da turistlere yönelik bir çok değişik hediyelik eşya satan dükkanlarla karşılaşabilirsiniz. Fethiye merkez ve Barlar Sokağında eğlenceli dakikalar yaşarken kendinize ve sevdiklerinize zevkinize uygun Fethiye hatırası ürünlerden satın alabilirsiniz. Hafta’da bir kere kurulan semt pazarında da yiyecekten giyeceğe kadar her çeşit ürünü bir arada bulabilirsiniz.
Gönderen .... zaman: 04:55 1 yorum
Etiketler: antalya tatili, datça, deniz, fethiye hoteller, fethiye otelleri, fethiyede alternatif spor, fethiyede tatil, güney akdeniz tatil, kelebekler vadisi, muğla, ölüdeniz
Önceki Yazılar
Kaydol: Yazılar (Atom) HOŞGELDİNİZ


Blog Arşivi
▼ 2008 (16)
▼ Temmuz (1)
BELEK!!'
► Haziran (1)
"ADALAR"----İSTANBUL
► Mayıs (2)
DATÇA!!!
ASSOS (Tarihte Yolculuk)
► Nisan (3)
Rumbo de BARCELONA
DİDİM!!!
FETHİYE
► Mart (2)
ANTALYA'DA TATİL!!!!!
KUŞADASI'NA HOŞGELDİNİZ!!!
► Şubat (1)
KUZEY EGENİN İNCİSİ "DİKİLİ"
► Ocak (6)
"AYVALIK" Gün Batımı Burda İzlenir
"AYVALIK" GEZİLECEK TARİHİ YERLER
AYVALIK
Rüzgarın Oyun Bahçesi Çeşme-ALAÇATI
FOÇA(En Gözde Tatil Beldesi Olmaya Aday)
Bodrum Bodrum!!!!
Didim’de bulunan bu tapınak dünyanın en önemli 3. tapınağıdır. M.Ö Zeus’un oğlu olan Apollo adına Branhid kahinler için yaptırılmış. M.Ö yıllarda bir çok tahribata uğrayan tapınak en son olarak Romalılar zamanında yeniden yapılmıştır. 124 sütunla çevrili olan bu yapıt bir çok bölümden oluşuyor. Tapınağın oldukça eski zamanlarda yapılmış olması kadar içinde bulunan heykeller ve eserlerde tapınağa apayrı bir özellik katmaktadır. Bu tapınağın hiçbir zaman tamamlanmamış olması da ilk olarak akıllara şu soruyu getiriyor. Tamamlanmış olsa bundan güzel olabilir miydi acaba?
Apollon tapınağının bir diğer özelliği ise, bu tapınak adına üretilen efsanelerdir. Bu efsanelerin ortaya çıkmasının en büyük nedeni ise bu tapınağın M.Ö’ki yıllarda kahinlerin yaşadığı yer olarak bilindiği için bu tapınağa ait efsanelerde oldukça ilginç doğrusu! Tapınağı gezerken etrafınızı incelerken bir yandan da bu efsaneleri dinlemek oldukça heyecan verici olacaktır

ASPENDOS


Aspendos genellikle Antalya ile birlikte anılan bir yerdir. Ancak Aspendos Belek’e oldukça yakın olduğu için uğramadan dönmemeniz gereken yerler arasında yer alıyor.
Aspendos, İ.S. 2. yüzyılın sonlarına doğru mimar Zenon tarafından yapılmıştır. Antik tiyatronun akustiği hala çözülememiş sırlar arasında yere almaktadır. Ancak sır olarak kalan sadece bu yapının akustiği değildir, bunun dışında yapılışı adına bir çok efsaneler üretilmiş ve üretilen bu efsanelerin doğruluğu ve yanlışlığı hakkında kesin bilgiler yoktur. Bu yapının geçirmiş olduğu bir çok depreme rağmen hala ayakta kalması bir yana, tiyatronun yaklaşık 20 bin kişilik kapasiteye sahip olması bir yana, adına üretilen efsaneler bir yana... bu kadar özellikleri olan bir yer görmeye değmez mi?

Kanser Nedir?


Kanser, günümüzün en önemli sağlık sorunlarından birisi. Sık görülmesi ve öldürücülüğünün yüksek olması nedeniyle de bir halk sağlığı sorunu.
- Anormal hücrelerin kontrolsüz çoğalması ve yayılması olarak tanımlanan kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri...
Ülkemizde 1970’li yıllarda sebebi bilinen ölümler arasında 4. sırada yer alan kanser, son yıllarda kardiyovasküler sistem hastalıklarından sonra 2. sıraya yükseldi. Kanserin sebebi nedir?Çevresel ve içsel nedenler olarak ikiye ayrılabilir. Çevresel nedenler (kimyasal, radyasyon, viruslar gibi) ve içsel nedenler (hormonal, bağışıklık bozuklukları, kalıtsal mutasyonlar ve diğer genetik nedenler gibi) birlikte veya ardışık olarak hücreleri etkileyerek uzun yıllar içinde kansere yol açabilirler.Hangi organlarda kanser olur?Kanser tek bir hastalık olmayıp, vücuttaki tüm doku ve organlarda kanser gelişebilir.İyi huylu ve kötü huylu tümör ne demektir?İyi huylu tümörler kanser değildir. Başka bölgelere yayılmazlar. Tamamen çıkartıldığı zaman genellikle tekrarlamazlar. Kötü huylu tümörler ya da kanser ise komşu organ ve dokulara yayıldığı gibi, lenf ve kan yoluyla uzak organlara da yayılır. Uzak organlardaki yayılımına metastaz (yayılma) denir.

Sigarayı bırak, kanser riskini azalt


Kanser ne sıklıkla görülen bir hastalıktır?Erişkinlerde her yıl 100 bin nüfus için 150-300 kişi kansere yakalanır. Ülkemizde her yıl 150 bin kişinin kansere yakalandığı tahmin edilir.Kanserden korunmak mümkün mü?Sigara ve alkol kullanımı ile gelişen kanserlerin önlenmesi mümkün. Bu maddelerin kullanılmaması ile tam koruma mümkün olur. Ayrıca güneş ışınlarından korunma ile deri kanserinden çok yüksek oranlarda korunmam mümkün. Kanserden korunmada beslenmenin de rolü büyük.Kanserden nasıl korunabilirsiniz? Sigara içmeyerek, beslenme alışkanlıklarına ve yaşam tarzına dikkat ederek, güneş ışınlarından korunarak kanserden korunmak mümkün.Sigara ve tütün kullanımından kaçınmak: Sigara ve tütün ürünlerinin akciğer kanseri, ağız, yutak (farinks), soluk borusu (larinks), yemek borusu, pankreas, rahim ağzı (serviks), böbrek ve idrar torbası (mesane) kanserlerine yol açtığı kesin olarak biliniyor. Bu nedenle sigarayı içmeyerek bu kanserlerdenkorunubilirsiniz. Sadece sigara içenler değil, pasif sigara içicileri de bu hastalıklara karşı risk altında bulunur.Beslenme ve diyet: Bitkisel kaynaklı besinlerin fazla tüketilmesi, özellikle hayvansal kaynaklı yüksek yağlı gıdaların sınırlandırılması, bitkisel yağların tercih edilmesi, fiziksel olarak aktif olup, egzersiz yapılması ve ideal ağırlığın korunması, alkol tüketiminin sınırlandırılması kanserden korunmada etkin rol oynuyor.Güneş ışınlarından korunma: Bazal ve skuamöz hücreli deri kanserleri güneş ışınlarına maruz kalma sonucunda ortaya çıkıyor. Bu nedenle güneş ışınından korunulması ile bu kanserlerin gelişimi engellenebilir.


Kanserle mücadelede eğitim şar


Erken tanı işe yarar mı?Kişilerin kendi kendini muayenesi, kontrol muayeneleri ve taramalar ile erken tanı mümkün. Böylece hastalığı daha erken tanı konulabildiğinden tedavi şansı da yükseliyor. Buradan hareketli hiç şikayeti olmayanlar bile düzenli doktor kontrolleri yaptırmaları öneriliyor. Erken tanı için bazı öneriler:Meme kanseri: 40 yaş ve üzerindeki kadınlar her ay kendi kendine meme muayenesi yapmalı, yılda bir kez doktor muayenesi ve mamografi yaptırmalı. 20-39 yaşındaki bayanlar ise her ay kendi kendine meme muayenesi yapmalı, 3 yılda bir de mamografi yaptırmalı. Kalın Bağırsak Kanserleri: 50 yaşından sonra dışkıda gizli kan testi, belirli aralıklarla sigmoidoskopi, kolonoskopi ve bağırsak filmi çekilebilir. (Ayrıntı için doktorunuza danışınız.)Rahim kanserleri:Cinsel olarak aktif olanlar ve 18 yaşın üzerinde olanlar yılda bir kez PAP testi ve pelvik muayene yaptırmalı. Ardışık üç muayene normalse daha seyrek yapılabilir.Prostat kanseri: 50 yaş ve üzerindeki erkekler yılda bir kez doktor muayenesi ve PSA (prostat spesifik antijen testi) yaptırmalı.Kanserin başlıca belirti ve bulguları nelerdir?Kanserin belirti ve bulguları köken aldığı doku ve organlara göre değişir. Hatta bazen hiç belirti ve bulgu vermeden kontrol muayenelerinde kanser tanısı konulabilir.Aşağıdaki belirtilere dikkat edin: Dışkılama ve idrar alışkanlıklarında değişiklikler Uzun süren, iyileşmeyen yaralar Beklenmeyen kanama ve akıntılar Meme veya başka organlarda elle hissedilen şişlikler Yutma güçlüğü veya hazımsızlık Siğil ve benlerde belirgin değişiklik Uzun süren ses kısıklığı ve öksürük Bu bulgular her zaman kanser demek değildir. Ancak nedenlerinin belirlenmesi için mutlaka bir doktora başvurulması gerekir. Kanser bulaşıcı bir hastalık olmayıp, erken tanısı ve tedavisi mümkün bir hastalık grubudur.Kanser nasıl tedavi edilir? Cerrahi, radyoterapi, kemoterapi, hormonoterapi, immünoterapi başlıca tedavi yöntemleridir.Kanserden kurtulmak ne oranda mümkündür? Tüm kanser türleri birlikte değerlendirildiğinde erişkin kanserlerinde % 60, çocuk kanserlerinde ise % 77 oranında iyileşme mümkündür. Ancak hastalığın cinsi, yaygınlığı, uygulanan tedavi gibi bazı faktörler tedavi şansını doğrudan etkiler.
KAYNAK: Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu

MİGREN


Migren, çoğunlukla ataklar halinde gelen bir baş ağrısı tipidir. Ataklar 4 saatten 72 saate kadar değişen uzunluklarda olabilir. Kişi ataklar arasında kendini tamamiyle normal hisseder, ancak bir sonraki atağın endişesi içindedir. Eskiden "sadece bir baş ağrısı tipi" olarak görülen migren, artık başlı başına bir nörolojik hastalık olarak kabul edilmektedir.
Migren ağrısı genellikle orta şiddette ya da şiddetlidir ve kişinin normal aktivitelerini engelleyebilir, hem migren yakınması olan kişinin hem de yakınlarının yaşam kalitesini bozabilir. Baş ağrısı zonklayıcı ya da nabızla birlikte atan şekilde hissedilebilir ve başın tek bir yanında yerleşebilir. Bulantı, kusma, ışığa veya sese karşı hassasiyet baş ağrısına eşlik edebilir.
Migren kadınlarda erkeklerden daha sık görülür; kadınlarda %18.6 ve erkeklerde %6.5 oranında görülmektedir. Yapılan çalışmalarda bir hekim tarafından tanı konulmamış olan migren hastası oranının kadın hastalarda %59'a, erkeklerde ise %70'e ulaştığı gözlenmiştir.
Birçok kişide ağrı ve diğer semptomlar o kadar şiddetlidir ki, sadece karanlık bir odada yatıp uyumak isterler. Bu da günlük yaşantıyı aksatır. Oysa ki migren ilaçla tedavi edilebilir. Günümüzde migreni önleyen ya da tedavi eden çok sayıda ilaç bulunmaktadır.
Migrenin Nedeni Nedir?
Migrenin neden ortaya çıktığı tam olarak bilinmemektedir. Migrenin beyindeki kan damarları ve elektriksel sinir uyarısını ileten kimyasal maddelerdeki değişikliklere bağlı olduğu düşünülmektedir, ancak bu değişikliklerin neden oluştuğu konusunda araştırmalar halen sürmektedir. Migren gelişme eğiliminin kalıtımla geçip geçmediğini bilmiyoruz. Çalışmalara göre, eğer anne-babadan birinde migren varsa, çocukta da olma olasılığı %40'tır. Eğer her ikisinde de migren varsa, çocukta da %75 olasılıkla migren görülecektir. Tek yumurta ikizlerinde çift yumurta ikizlerine göre migrene yatkınlık daha fazladır.
Birçok kadında adet kanamasından hemen önce östrojen hormonu düzeylerinin azalması migren ağrısına yol açabilir.
Birçok faktör migreni başlatabilir. Bu tetikleyici faktörlere karşı duyarlı olan kişiler, bu faktörlerden uzak durarak migrenin getirdiği kısıtlamalardan büyük ölçüde kurtulabilirler.
Migreni Tetikleyen Faktörler
Yiyecekler:Eski peynir, çerez, çikolata, yoğurt, soğan, incir, karaciğer, kafeinli yiyecekler, monosodyum glutamat (MSG), tütsülenmiş (füme) ya da salamura balık/et, koruyucu madde olarak nitrat/nitrit eklenmiş gıdalar (sosisli sandviç, sucuk, salam)
İçecekler:Kahve, çay, kafeinli meşrubatlar, diyet soda, alkollü içkiler (özelikle kırmızı şarap, bira, viski)
Katkı maddeleri:Sodyum nitrit (sosisli sandviç, işlenmiş etler), monosodyum glutamat (MSG) (Çin yemekleri ve birçok restoran yemekleri), aspartam (sakızlar, diyet içecekler, et, süt, yumurta ve birçok protein içeren besinde aspartam vardır), tiramin (eski peynir, kırmızı şarap, bakla, salamura edilmiş veya işlenmiş yiyecekler), fenolik flavonoidler (elma, kabuksuz meyvalar, üzüm)
İlaçlar:Antibiyotikler (tetrasiklin, griseofulvin), antihipertansifler (nifedipin, kaptopril), hormonlar (oral kontraseptifler, östrojenler), histamin-2 blokerleri (simetidin, ranitidin), vazodilatörler (nitrogliserin, izosorbid dinitrat)
Duyusal ve Duygusal Uyaranlar:Titreşen/parlak/fluoresan ışıklar, parlak gün ışığı, kokular (parfüm, kimyasal maddeler, sigara), endişe, aşırı üzülmek veya aşırı sevinmek, depresyon, aşırı heyecan, stresten veya baskıdan kurtulma
Yaşam Tarzı Değişiklikleri:Zaman farkı, çok fazla ya da az uyumak, aç kalmak, kafeinsiz kalmak, aşırı egzersiz yapma, fiziksel veya zihinsel yorgunluk, öne eğilmek (örn. bahçe işleri yaparken), ağırlık kaldırmak veya zorlanmak, rutin yaşam biçiminde değişiklik (örn. vardiya çalışması veya tatiller), çok fazla veya çok az uyku, alerji, cinsel yönden uyarılma, sigara.
Diğerleri:Adet dönemi, hava/mevsim/barometrik basınç değişiklikleri, deniz seviyesinden çok yukarıda bulunmak
Migreninizi hangi faktörlerin tetiklediğini bilmeniz önemlidir. Bunun için atak geldiği sırada neler yiyip içtiğinizi düşünebilirsiniz. Bunun için bir migren günlüğü tutmak uygun olabilir.
Bu günlükte, "Olası tetikleyiciler" kısmına en son aktivitelerinizi, diyet, stres ve ilaçları yazın. Bunlar sizin neyin migrene yol açtığını anlamanıza yardım edecektir. Böylece hem nelerden uzak durmanız gerektiğini görür, hem de bu günlüğü doktorunuza gösterebilirsiniz.
Migrenin Belirtileri Nelerdir?
Başlangıçta bir baş ağrısının migren mi, yoksa "sıradan" bir baş ağrısı mı olduğunu söylemek zor olabilir. Migren ataklarını diğer baş ağrılarından ayırabilen özellikleri şunlardır:
· Orta şiddette ya da şiddetli ağrı· Bulantının eşlik etmesi· Kusmanın eşlik etmesi · Işığa ve sese duyarlılık (bazen kokuya duyarlılık) · Zonklayıcı, nabız gibi atan ağrı · Ağrı asıl olarak tek taraflıdır · Ağrı hareketle artar
Bazı kişilerde migren ağrısından önce 10-30 dakika sürebilen bir aura dönemi olur. Aura parlak ışık çakmaları, titrek, renkli zikzak çizgiler, kör noktalar ya da bir tarafta görme kaybı gibi görsel değişiklikleri içerebilir. Aura ayrıca kollar veya bacaklarda karıncalanma ya da uyuşmayı veya baş dönmesini de içerebilir. Auranın nedeni hala bilinmemektedir.
Belirtilerinizin başka bir fiziksel sorundan değil migrenden kaynaklandığından emin olmak için, doktora gitmelisiniz. Belirtilerinizi gözden geçirdikten ve sizi muayene ettikten sonra doktorunuz migren olduğunuzu söyleyecek ya da diğer olasılıkları ekarte etmek için ileri testler isteyecektir.
Migren Nasıl Tedavi Edilir?
Günümüzde, devam eden araştırmalar sayesinde hekimler migren hakkında daha fazla şey biliyor ve migreni önlemek ya da tedavi etmek için daha fazla seçenek bulunuyor. Çok sık atak geçiren migren hastaları için hekimler sıklıkla önleyici ilaç tedavisini tercih etmektedir. Tedaviler hekimlerin önerdiği şekilde uygulanınca atakların sıklığı ve şiddeti azalabilmektedir. Ayrıca migrenin ilaç dışı tedavi yolları da ilaç tedavisine destek olarak kullanılmaktadır.
Migren günlük hayatınızı engelleyebilir; çalışmayı, aile hayatını veya hobileri olumsuz yönde etkileyebilir. Migrenin neden olduğu tüm güçlükleri gözden geçirin ve doktorunuzla konuşun, böylece migreniniz için en doğru olanı yapabilirsiniz.

4 Temmuz 2008 Cuma

BAKIMLI SAÇLAR İÇİN PÜF NOKTALARI

Saç bakımı günümüzde başlı başına bir uzmanlık alanı ve iş alanı haline gelmiş olsa da kendi çabanızla yapabileceğiniz bazı şeyler var. İşte bunlardan bazıları...
Kuru saçlar
Kuru saçların neme ihtiyacı vardır, bu nedenle etkili bir saç kremi her şampuanın kesinlikle olmazsa olmazı. Saçınızın kökleri dışında her yanına boydan boya uygulayın. Yaklaşık üç dakika bekleyin, ardından kayganlığı gidinceye dek durulayın.
Saç maskeleri ışıltıyı artırmak için muhteşem bir çözüm, ancak saçta beş dakikadan uzun süre bekletildiği takdirde işe yarar.
Kimyasal maddeler ve saç kurutma makinesiyle aşırı derecede kurutma en aza indirilmeli. Öte yandan gölge ve renk, gereğince yapılırsa ışıltıyı ve saçın kalitesini artırabilir. Kullanılan ürünlerdeki peroksit düzeyinin de az olmasına dikkat edilmeli.
Boyamadan sonra saç renginin korunması için, daima boyalı saçlar için geliştirilen ürünler kullanılmalı. Bu ürünler alkol içermez ve pH dengesini korur, böylece saçın fazla kurumasının önüne geçilir.
İnce ve cansız saçlar
Saç serumları kırılan uçları düzleştirmede son derece işe yarar. Parmaklarınızın arasına bir damla alarak yıpranmış saç uçlarına uygulayın.
Hacimsiz saçlar çoğu zaman fazla ürünün, özellikle de saç kremlerinin kullanması sonucu ortaya çıkar. Daha hafif bir ürüne geçin ya da birkaç gün boyunca hiç kullanmayın.
Saçlara hacim ve hareket kazandırmak amacıyla, saç diplerine (geri kalan yerlere değil) köpük sıkın. Saç kurutma makinesiyle şöyle bir kurutun.
Yağlı saçlar
Saç derisinde biriken sebum adlı yağ hücrelerinin fazlalığı düzensiz şampuanlama, terleme ya da hormonal dengesizlikten kaynaklanıyor olabilir. Saç derisindeki bezlerden gelen salgılar saç tellerinin üzerini kaplar, toz ve kirler saçta toplanır, böylece saçınız yağlı, cansız ve donuk bir görünüme bürünür. Çaresi: saçınızı her gün arındırıcı bir şampuanla yıkayın. Krem içermeyen şampuanlardan kullanın.
Dalgalı saç
Saç türleri arasında en yaygın olanı budur. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 60 ı değişen oranlarda dalgalı saça sahiptir. Dalgalı saç genellikle kuru olur, bu nedenle nemlendirici içeren şampuan ve kremlere gerek vardır.
Islak saça uygulanan serumlar saç tellerini yumuşatır.
Serum ve köpükler saçtaki kıvrımları vurgular.
Saçın ıslakken düz taranması, jöle sürülmesi ve kendi kendine kurumaya bırakılması da izlenebilecek başka bir yöntemdir.
Saçla ilgili önemli ipuçları
Saçınızın sağlığını yitirecek kadar kötüleşmesine izin vermeyin. Güneşten kaçının, özellikle de saçınız boyalıysa...
Her zaman nazik şampuanlar ya da kremler kullanın. Saç tipinize ya da saçınızın durumuna uygun ürünler seçin.
Saçınızı sert havlularla kurulamak dalgaları kıvırcık hale getirebilir.
Saç tipinizden emin değilseniz kuaförünüze ya da uzman tehşhisine başvurun.
Saç kesiminin önemi
İnce telli ve düz saçlar cesaret ister
Saçınızı omuzlarınızdan aşağıya uzatmayın; zekice kesilmiş katlar saçınızı daha kalın göstererek hareket kazandırır. Yüz şeklinize uygun bir perçem de iyi fikirdir.
Kalın ve sert saçlar
En kolay saç tiipi, ama sürekli bakım ve kontrol gerektirir. Fazla kısa kesmeyin, yoksa çim adama benzersiniz.
Dalgalı saçlar
İnceden kalına doğru uzanır, bu yüzden kesim ve uzunluk tamamen yüz şekline bağlıdır. Ne kadar uzatırsanız, dalgaları o kadar azalır.
Kıvırcık saçlar
Bu saçların yapısı büyük çeşitlilik gösterir, ancak önünüzdeki seçenekler sınırlıdır. Doğal haliyle bırakın, iyi bakın ve örme, topuz gibi stil tekniklerini öğrenin ya da düz hale getirin. Bu sonuncusu kimyasal işlem gerektirdiğinden, saçınızı sağlıklı tutmak için sürekli bakım uygulamanız gerekecek. Düzleştirme işlemini profesyonellere bırakmanız en iyisi.

ALLERJİK RİNİT


Allerjik rinit, burun içinin allerjik reaksiyonudur. Mevsimsel allerjik rinite saman nezlesi de denir.


Allerjik rinit, burun ve kulaklar, sinüsler ve bogaz allerjiye neden olan maddelerle temas ettiginde olusur. Allerjiye sebep olan maddelere allerjen denir. En sik karsilasilan allerjenler polenler, küfler, toz ve hayvan tüyleridir. Bazi allerjenler sadece belli mevsimlerde olur, mesela bahar aylarindaki polenler gibi. Bazilari ise tüm yil vardirlar, örnegin ev tozlarindaki akarlar gibi.




Allerjik rinitin en sik rastlanan belirtileri,


· Burunda kasinti ve akinti·
Hapsirik·
Burunda dolgunlukve tikanikliktir.


Diger olasi belirtiler,·


Yorgunluk, halsizlik·
Bogaz yanmasi
Burun arkasinda akintidir.


Allerjiler için özel testler yapilabilir. Çogu hasta için en iyi test ciltten bakilan “prik test” denilen testtir. Bu testte cilde küçük çizikler yapilip üzerine allejenler yerlestirilip reaksiyona bakilir. Bu allerji testi olasi birçok allerjen içinde neye karsi allerjinin oldugunu gösterir.


Allerji tedavisinde ana kural allerjenden kaçinmaktir. Ev içinde havayi dezenfekte eden özel filtreler polen ve küfleri azaltacaktir. Eger polenlere allerjikseniz, polenlerin çok sik oldugu dönemlerde mümkün oldugunca disari çikmamaya çalismak ve evde havalandirma için fan kullanmamak gerekir. Yataklarin ve yastiklarin üzerine özel plastik örtüler geçirmek akarlardan koruyacaktir

3 Temmuz 2008 Perşembe

LONDON

Londra (İngilizce: London), İngiltere'nin ve Birleşik Krallık'ın başkenti. 0 derece meridyeninin geçtiği Greenwich Londra yakınlarındadır.Londra dünyanın en önemli iş ve finans merkezlerinden biridir. Yaklaşık 8 milyonluk nüfusuyla AB'nin en kalabalık kentidir. Bağlı yerleşim birimleri ile birlikte (Greater London) nüfusu 12-15 milyondur. Km²'ye 4.573 kişi düşmektedir. Avrupa'da en fazla beyaz ırk harici insanın yaşadığı şehirdir. 300'den fazla farklı dil konuşulmaktadır.Uluslararası turizmin kesişme noktasıdır. Dünyanın en kalabalık hava trafiği Londra hava trafiğidir. 5 uluslararası havaalanı bulunmaktadır. Bunların en büyüğü Heathrow'dur. Heathrow dünyanın en fazla uluslararası yolcu taşıyan havaalanıdır [1].En önemli turistik mekanları, Parlamento Binası, Tower Bridge, Tower of London(Londra Kulesi), Buckingham Sarayı, Trafalgar Meydan ve London Eye'dır (Londra Dönmedolabı). Londra, Merkez şehir (City of London) ve 32 ilçeden oluşur.Yeşili bol olan bir şehirdir. Londra'da 143 adet kayıtlı park ve bahçevardır. Thames Nehrişehri ikiye böler.

VİENNA(VİYANA)

Viyana (Almanca: Wien, Osmanlıca :Beç) Avusturya'nın başkenti ve en büyük şehri, aynı zamanda ülkenin 9 eyaletinden yüzölçümü bakımından en küçüğü. Yaklaşık 1.650.000 nüfusuyla ülkenin en kalabalık kentidir, çevre ilçeleriyle birlikte Viyana'da yaklaşık iki milyon insan yaşar, ki bu da Avusturya nüfusunun yaklaşık dörtte biridir. Nüfus bakımından Viyana Avrupa Birliği'nin en büyük onuncu kentidir. Birleşmiş Milletler bürosuyla Viyana Birleşmiş Milletlerin dört resmi merkez temsilciliğinden birine sahiptir. Kent Londra,New York, ve Paris'ten sonra iki milyon nüfusuyla dünyanın en büyük dördüncü kentiyken, Birinci Dünya Savaşı sonrasında nüfusunun dörtte birini kaybetmiştir. Hala daha Habsburg hanedanının izlerini taşıyan eski kent merkezi ve Schönbrunn Sarayı Avusturya devletinin başvurusu üzerine Birleşmiş Milletler Eğitim,Bilim ve Kültür Örgütü tarafından dünya kültür mirası olarak kabul edilmiştir. Viyana'nın sembolü olan İstefen Kilisesi şehrin merkezinde bulunur.Turistik MekanlarıSchönbrunn Sarayı: "Viyana'nın Versailles'i" da denilen köşkte 1400'den fazla oda ve birçok büyük bahçe bulunmaktadır. Hofburg'daki görkemli apartmanlara tur yapmaktansa, şehrin batısındaki bu muhteşem sarayı mutlaka görmenizi tavsiye ederiz. Özellikle odalardaki dekor görülmeye değer .İçerde aynı zamanda "Coach and Carriage Museum" adında bir müze var. Bu saraya ait parkta piknik yapmayı sakın unutmayın.Hofburg (İmparatorluk Sarayı/Cumhurbaşkanlık Köşkü):1918'e kadar Habsburg Hanedanlığına ait bir saray olan Hofburg bugünlerde büyük bir müze haline getirilmiştir.Belvedere Sarayı: Bahçeleriyle ve sanat gelerileriyle Viyana'nın en çekici yerlerinden biri.Kunsthistorisches Museum: Dünyanın en iyi sanat koleksiyonunu bulunduran müzelerden biri.Aziz Stephen Katedrali: Şehrin mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerlerinden biri. İnanılmaz güzel Gotik mimarisi ile herkesi büyüleyen bir yapı.Opera BinasiStaatsoper (Opera Binası) Çoğu insanlara göre dünya operasının merkezi.Secession Jugendstil :bir sanat evi.Karl Kilisesi: bulunan barok tarzda bir kilisePrater: dinlenme ve eğlence alanıAugarten: bir saray ve parkSchwarzenberg SarayıHunderwasswe EviArsenal MüzesiSankt Marx MezarlığıStadtpark-Şehir ParkıHaus des MeeresRaimund TiyatrosuTheater an der WienmuseumsquartierVolkstheaterTheater in der JosefstadtVotiv KilisesiLiechtenstein SarayıVolksoperZentralfriedhofGasometer,ViyanaFriedhof der NamenlosenSchloss NeuwaldeggSchwarzenbergpark

1 Temmuz 2008 Salı

SAÇ BAKIMI


Tepeden tırnağa hoş görünmenin yolu önce saçtan geçer.
Özellikle kadınların saçlarıyla ilgili başları dertte olabilir.Saçım neden mat, saçlarım uzamıyor ya da saçım niye dökülüyor ?
Bu soruların cevabı yaşantınızda ve saçlarınıza karşı davranışlarınızda gizli. Saçlarınızın sağlıkla parlamasını istiyorsanız boya ya da röfle gibi hırpalayıcı işlemleri uygulamayın deriz. Ama eğer illa ki uygulamak istiyorsanız en kaliteli ve doğal olanı tercih edin.Zararı aza indirgemiş olursunuz böylece.Ayrıca boyalı saçlarınız için uygun şampuan ve bakım ürünlerini kullanırsanız saçlarınız daha hızlı toparlanabilir.
Yetersiz beslenme, gerekli vitaminleri almama, aşırı stres, sigara ve kimyasal işlemler saçlarınızı cansızlaştırır. Canlı saçlara sahip olmak istiyorsanız bunlardan uzak durun.
Saç dökülmesi de yine sıkça karşılaştığımız bir sorundur. Saçlarım dökülüyor demeniz normal. Saç dökülmesinin anormal derecede arttığı zaman çalmaya başlar tehlike çanları. Ne zaman çalar bu çanlar ? Saçlarınızın normalden fazla döküldüğü ve dökülen saçların yerine gelmediği zaman.Saç dökülmenizi muhtemelen artıran nedenler :

Ateşli bulaşıcı hastalıklar,
Hamilelik,
Bazı ilaçlar ve ışın tedavileri,
Tiroit bezi rahatsızlıkları,
Cilt enfeksiyonları,
Stres,
Yorgunluk,
Uykusuzluk,
Vitamin eksikliği,
Yanlış uygulanan zayıflama rejimleri,
Yaşlanma,
Hormonal bozukluklar ve genetik özelliklerdir.

Eğer sizde de anormal bir durum varsa öncelikle doktorunuza danışınız ve vakit kaybetmeden korunma ve tedavi yollarını kullanınız.

alıntıdır

KALP KRİZİ



Sıcaklar kalp krizini tetikliyor
Yazın gelmesiyle birlikte, uzmanlar, sıcak havaların kalp krizini tetiklediğini, özellikle kalp rahatsızılğı bulunan kişilerin tedbirli olmalarını tavsiye ediyor.

Kronik hastalıkları olanların yaz aylarında tedbiri elden bırakmaması gerekiyor. Bunların başında ise kalp hastaları geliyor.

Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Mustafa Ahsen, sıcak havalarda kalp krizi riskinin arttığına dikkat çekiyor.

Sıcakla birlikte artan nemin vücut ısısını da yükselttiğini belirten Ahsen, "Vücut ısısı artınca dolayısıyla vücut da bu nem ve sıcaklık artışına karşı kendisini korumaya çalışıyor. Kalp hastalarının sıcaklara karşı dikkatli olması gerekiyor. Sıcak artınca iç organlardaki kan çekilerek deri altındaki damarlara toplanıyor. Kaslarda ve iç organlarda kan miktarı azalıyor ve kan basıncı düşüyor. Bu durumda kişi halsizlik ve bitkinlik hisseder. Bedensel fonksiyon bozuklukları da ortaya çıkar." dedi.

Özellikle yaz aylarında kaslardaki yorgunluk belirtileri veya kalp ritmindeki hızlanmanın, damarlardaki genişlemenin sonucu olarak ortaya çıktığını anlatan Dr. Ahsen, sıcak havanın etkisiyle dolaşım sisteminin hızlandığını, bu nedenle kanı sıvılaştırıcı veya idrar söktürücü ilaç kullanan organik kalp hastalarının, özellikle yaz aylarında bir hekime başvurarak kullandıkları ilaçların dozlarını yeniden ayarlamaları gerektiğini kaydetti.

KALP HASTALARI MORALLERİNİ BOZMASIN

Güneş ışınlarının yeryüzüne en dik açıyla geldiği saatlerde kalp hastaları, yaşlılar ve çocukların gerekmedikçe dışarı çıkmamalarını tavsiye eden Dr. Ahsen; "Aşırı sıcaklar, damarlarda genişleme, vücutta sıvı ve elektrolitkaybına neden oluyor. Bu nedenle sıcak havalarda su tüketimi, beslenmeve kişisel hijyene dikkat etmek gerekir. Yaz aylarında genellikle yağlı besinlerden ve kırmızı et tüketimini sınırlandırılmalı. Bunların yerine sindirimi daha kolay olan sebze ağırlıklı gıdalarla beslenmek, vücudun doğal dengesi açısından daha yararlı olacaktır." diye konuştu.

Ahsen, "Aşırı sıcak ve güneş gerekli tedbir alınmadığı takdirde insan sağlığını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Çocuklar, yaşlılar, kalp ve akciğer hastaları ile değişik deri hastalıkları olan kişiler, sıcaktan korunarak güneşin dik geldiği saatlerde güneşlenmemeli. ıÜüKalp hastaları sıcak havaların neden olduğu bitkinlik ve moral bozukluğu durumları nedeniyle diyetlerini bozuyorlar. Özellikle yaşlı, kalp veya tansiyon rahatsızlığı bulunan kişilerin gündüz saatlerinde mecbur kalmadıkça açık alanlarda bulunmamaları, perhiz ve ilaçlarını düzenli kullanmaya özen göstermeleri gerekiyor" şeklinde konuştu.