Çiftlerin bir yıllık süre içerisinde çocuk istemeleri ve korunma yöntemi kullanmamalarına rağmen gebeliğin olmamasına infertilite denir. Türkiye'de ve dünyadaki çiftlerde yaklaşık %15 oranında infertilite sorunu vardır.
EN YAYGIN OLARAK GÖRÜLEN İNFERTİLİTE NEDENLERİ
KADINA AİT NEDENLER
Çiftlerin %40-50'sinde infertilite nedeni kadına aittir.
a. Yumurtlamaya ait nedenler: Olgun yumurta hücresinin gelişmemesi, yumurtlama olmaması, yeterli kalitede yumurta üretilememesi. b. Rahim ağzına ait nedenler: Enfeksiyon, tümör, salgı yetersizliği. c. Rahime ait nedenler: Rahmin olmayışı, rahmin şekil bozukluğu ( rahim içinde perde olması) , bazı myomlar. d. Tüplere ait nedenler: Tüplerin olmaması, doğuştan tıkanıklığı, geçirilmiş enfeksiyon, ameliyat, endometriozis gibi nedenlere bağlı yapışıklıklar sonucunda meydana gelen tıkanıklıklar gibi yumurta iletimini bozan nedenler. e. Diğer nedenler: Endometriozis olarak adlandırılan rahim içini döşeyen hücrelerin rahim dışında bulunması, bağışıklık problemleri, üreme organları bozuklukları, psikolojik ve cinsel problemler.
ERKEĞE AİT NEDENLER:
Çiftlerin %40-45'sinde infertilite nedeni erkeğe aittir. sperme ait bozukluklar : a. spermde sayı ve hareket azlığı, şekil bozukluğu ( sayı 20 milyonun, ileri hareket % 50'nin, normal yapıda sperı7ı % 14'ün üzerinde ise sperm normal kabul edilebilir) b. Erkek üreme sisteminde erkek tohum hücrelerinin geçişini etkileyen bir tıkanıklık c. Varikosel, hidrosel, torbalara inmiş fıtık, inmemiş test.is. d. Diğer nedenler: Enfeksiyonlar, travmalar, hastalıklar, psikolojik ve cinsel problemler .
HEM KADIN HEM ERKEĞE AİT NEDENLER:
Çiftlerin %20-25'inde infertilite nedeni hem kadına hem erkeğe aittir.
a. Yumurtlama sorunu & sperm sayısı azlığı b. Tüplerde enfeksiyon & spermin yapı bozukluğu ve benzeri durumlar.
AÇIKLANAMAYAN İNFERTİLİTE:
İnfertil çiftlerin yaklaşık %10-15'inde infertilite nedenini açıklayacak herhangi bir neden bulunmamaktadır. Kadın ve erkek araştırıldığında, gebeliğin oluşmasına engel olabilecek herhangi bir problemin saptanamadığı olgulardır .
YARDIMCI ÜREME TEKNİKLERİ:
Çocuk sahibi olma konusunda herhangi bir problemle karşılaşan çiftlerde çeşitli tetkikler ile bu olumsuzluğun nedeni araştırılır. Belirlenen nedene yönelik çeşitli ilaç tedavileri ya da cerrahi tedavi uygulanır. Bu girişimlerden sonuç alınamadığı taktirde, yardımcı üreme teknikleri olarak da bilinen Tüp Bebek mikroenjeksiyon veya TESE yöntemlerine başvurulur. Çiftlerin çoğu için bu yöntem en son ve en iyi ümit kaynağıdır.
İN VİTRO FERTİLİZASYON VE EMBRİYO TRANSFERİ (IVF-ET) NEDİR ?
In vitro fertilizasyon; kadının yumurtalıklarından bir ya da daha çok sayıda olgun yumurta hücresinin alınarak, bunların kadının eşinden alınan sperm ile vücut dışında özel bir ortamda döllenmesidir. Embriyo transferi ise döllenen bu yumurtaların rahime yerleştirilmesidir.
IVF ET YÖNTEMİNİN UYGULANDIĞI DURUMLAR ·
In-vitro fertilizasyon · Herhangi bir nedenle tüpleri tıkalı ya da hasar görmüş kadınlarda, · spermleri sayıca az ya da sperme ait yapısal bozuklukların olduğu durumlarda, · Erkek ya da kadına ait bağışıklık problemlerinde, · · Bazı endometriozis olgularında, · · Nedeni açıklanamayan infertil çiftlerde uygulanır.
IVF ET YÖNTEMİNİN UYGULANMADIĞI DURUMLAR ·
Rahmi herhangi bir nedenle olmayanlara (Doğuştan yada ameliyat ile) · Yumurtalıkları olmayan ve yumurtlaması imkansız olan kadınlara uygulanmaz
MİKROENJEKSİYON (ICSI) ve TESE YÖNTEMİ NEDİR ?
Yumurtalıklardan alınan yumurtanın içerisine tek bir spermin laboratuarda enjekte edilerek döllenmenin sağlanması işlemidir. Eğer erkek sperm üretemiyor ise testislerden sperm alınması (biopsi ile) işlemine TESE denir.
MİKROENJEKSİYON YÖNTEMİNİN UYGULANDIĞI DURUMLAR ·
IVF -ET yöntemi ile döllenmenin gerçekleşmediği durumlar · Sperm sayısı ve hareketinin az olduğu durumlar · Sperme ait yapı bozukluklarının olduğu durumlarda uygulanır
IVF-ET YADA MİKROENJEKSİYON YÖNTEMİ KAÇ DEFA DENENMELİDİR?
10 -12 defa deneme yapılabilir. Eşlerin fizyolojik ve psikolojik açıdan hazırlanmalarını sağlamak iç in 2-4 ay ara verilerek uygulanmaktadır.
IVF-ET YADA MİKROENJEKSİYON YÖNTEMİNDE BA,SARI ŞANSI NEDİR ?
Her bir denemede başarı şansı %20-25'dir. Yani bu yöntemi deneyen 100 çiftten sadece 20-25 tanesi gebe kalabilir. Başarıda en önemli etken, yöntemlerin bu konuda yeterli bilgi, tecrübe ve isteğe sahip personel ile yeterli donanıma sahip ve her türlü yeniliği uygulayabilecek bir merkezde yapılmış olmasıdır.
IVF - ET YADA MİKROENJEKSİYON YÖNTEMİNDE ÇOĞUL GEBELİK OLASILIĞI NEDİR?
Çoğul gebelik şansı az da olsa artmaktadır. İkiz ve üçüz olasılığı normal gebeliğe göre daha fazladır. Çünkü gebelik şansını arttırmak için, birden fazla (ortalama 3-4 ) döllenmiş yumurta (embriyo), rahime yerleştirilir.
IVF -ET MİKROENJEKSİYON YÖNTEMİNİN BEBEK ÜZERİNE ZARARLI BİR ETKİSİ VAR MIDIR?
Bu yöntem ile gebe kalanlar ile normal yolla gebe kalan kadınların çocuklarında anomali olasılığı açısından bir fark olmadığı belirlenmiştir.
IVF - ET YADA MİKROENJEKSİYON YÖNTEMİNİN MALİYETİ NEDİR?
Bu yöntemlerin uygulanması pahalıdır. Kliniğimizde bir hastaya maliyeti ortalama 1000-1500 Amerikan dolarına mal olmaktadır.
IVF -ET YADA MİKROENJEK5İYON YÖNTEMLERİNDE BAŞKA ERKEĞİN SPERMİ YADA BAŞKA KADININ YUMURTASI KULLANILABİLİR Mİ?
Ülkemizde yasalar buna izin vermemektedir, bu açıdan başka kadının yumurtası ve başka erkeğin sperminin kullanılması söz konusu değildir.
IVF -ET yöntemi ile döllenmenin gerçekleşmediği durumlar
Sperm sayısı ve hareketinin az olduğu durumlar
Sperme ait yapı bozukluklarının olduğu durumlarda uygulanır
IVF-ET YADA MİKROENJEKSİYON YÖNTEMİ KAÇ DEFA DENENMELİDİR?
10 -12 defa deneme yapılabilir. Eşlerin fizyolojik ve psikolojik açıdan hazırlanmalarını sağlamak iç in 2-4 ay ara verilerek uygulanmaktadır.
IVF-ET YADA MİKROENJEKSİYON YÖNTEMİNDE BAŞARI ŞANSI NEDİR ?
Her bir denemede başarı şansı %20-25'dir. Yani bu yöntemi deneyen 100 çiftten sadece 20-25 tanesi gebe kalabilir. Başarıda en önemli etken, yöntemlerin bu konuda yeterli bilgi, tecrübe ve isteğe sahip personel ile yeterli donanıma sahip ve her türlü yeniliği uygulayabilecek bir merkezde yapılmış olmasıdır.
IVF - ET YADA MİKROENJEKSİYON YÖNTEMİNDE ÇOĞUL GEBELİK OLASILIĞI NEDİR?
Çoğul gebelik şansı az da olsa artmaktadır. İkiz ve üçüz olasılığı normal gebeliğe göre daha fazladır. Çünkü gebelik şansını arttırmak için, birden fazla (ortalama 3-4 ) döllenmiş yumurta (embriyo), rahime yerleştirilir.
IVF -ET MİKROENJEKSİYON YÖNTEMİNİN BEBEK ÜZERİNE ZARARLI BİR ETKİSİ VAR MIDIR?
Bu yöntem ile gebe kalanlar ile normal yolla gebe kalan kadınların çocuklarında anomali olasılığı açısından bir fark olmadığı belirlenmiştir.
IVF - ET YADA MİKROENJEKSİYON YÖNTEMİNİN MALİYETİ NEDİR?
Bu yöntemlerin uygulanması pahalıdır. Kliniğimizde bir hastaya maliyeti ortalama 1000-1500 Amerikan dolarına mal olmaktadır.
IVF -ET YADA MİKROENJEK5İYON YÖNTEMLERİNDE BAŞKA ERKEĞİN SPERMİ YADA BAŞKA KADININ YUMURTASI KULLANILABİLİR Mİ?
Ülkemizde yasalar buna izin vermemektedir, bu açıdan başka kadının yumurtası ve başka erkeğin sperminin kullanılması söz konusu değildir.
tüp bebek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tüp bebek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
13 Ağustos 2008 Çarşamba
25 Haziran 2008 Çarşamba
Tüp bebek ile ilgili terimler ve anlamları
Kadının yumurtası ve erkeğin sperminin vücut dışına alınarak laboratuvar şartlarında ve bazı özel plastik kaplar içinde bir araya getirilerek, döllenmenin sağlanmasıdır. İşte, bu vücut dışında yapılan işleme IVF (in vitro fertilizasyon) veya tüpbebek denir. Vakaların % 10-15’inde yumurtaların tümü bu yöntemle döllenmeyebilir. Bu nedenle daha az kullanılmaktadır. Daha önce gebe kalmış ve doğurmuş kadınlarda daha başarılı olmaktadır.
1970’lerin başında rahim kanalları kapalı olan kadınların çocuk sahibi olabilmeleri için geliştirilmiş olan bu yöntem ilk tüp bebek olan Louise Brown’ın 1978’de doğması ile popülarite kazanmıştır. Kullanıma giren ilk yöntem olmasi dolayısıyla halk arasında kısırlık tedavileri içinde en bilinenidir.
ICSI ( İntra sitoplazmik sperm enjeksiyonu = Mikroenjeksiyon):
Sperm hücrelerinde ileri derecede sayı, hareket ve şekil bozukluğu görülen erkekler için geliştirilmiş bir yöntemdir. IVF ile döllenme elde edilemeyen vakalarda da kullanılır. Mikroinjeksiyon işlemi, özel bir mikroskop kullanılarak her bir yumurtanın içine seçilmiş bir adet sperm hücresinin yerleştirilmesidir. Tüp bebek te kullanılan bir tekniktir.
TESA (Testiküler sperm aspirasyonu) ve TESE (Testiküler sperm ekstraksiyonu):
Verdiği örneklerde hiç sperm hücresine rastlanmayan, ancak testis lerinde sperm yapımı olan hastalarda, spermin testislerden iğne veya biyopsi ile alınarak icsi de olduğu gibi kullanılmasıdır.
Embriyo:
Kadın yumurtasının sperm hücresi ile birleşmesi sonucu oluşan insan yavrusu taslağına embriyo denilir. Önce 2 hücreli olarak yaşama başlayan embryo hızla bölünerek hücre sayısını artırır ve genellikle döllenmeden 5-7 gün sonra rahim içindeki dokuya (endometrium) tutunur. Burada gelişmesi devam ettikçe plasenta (eş) adı verilen doku aracılığı ile anneden beslenmeye başlar ve bu arada kendi varlığını belli eden bir hormon salgılar. Bu hormonun anne kanında veya idrarında tesbit edilmesi için gebelik testi yapılır (hcg testi).
Assisted Hatching (Embriyo zarının inceltilmesi):
Normal şartlarda embriyo, rahime tutunmasından hemen önce, çevresini koruyucu olarak saran tabakadan (zona) kurtulur. Zona tabakasının ileri derecede kalın olması halinde, embriyo bu tabakadan dışarı çıkamaz ve rahime tutunamaz. Bu durumda embriyo rahime verilmezden önce zona tabakasının bir kenarından inceltilmesinin, gebelik şansını artırdığı ileri sürülmektedir. Ancak, bu teknikle embriyonun zedelenme ihtimali az da olsa vardır.
Blastosist transferi (Geç dönemtransfer-5. gün transfer):
Anne ve babadan alınan üreme hücrelerinin birleşmesi ile embriyo denilen yeni bir yapı ortaya çıkar. Embriyo sürekli bölünerek hücre sayısını arttırır. Genellikle embriyo, anne adayından yumurta toplandıktan sonraki üçüncü gün, yaklaşık 7-8 hücreli safhada iken rahim içine yerleştirilir (embryo transferi). Her zaman uygulanmamakla birlikte kaliteli embriyo sayısı fazla ise embriyo gelişimi daha ileri safhalara kadar takip edilerek daha geç bir günde (en geç 5. gün) embriyo transferi uygulanabilir. Böylece, embriyolardan daha iyi gelişenleri seçme şansı olabilir, transfer ve rahime tutunma arasındaki süre kısaltılmış olur. Embriyonun doğal ortamına dönüşünü geciktirmesi ve kalan embriyoların dondurulması şansını azaltması, bu uygulamanın olumsuz yönleridir. Ancak çok sayıda yumurta ve embryo gelişenlerde uygulanabilecek bir yöntemdir.
Embriyo dondurulması (Cryopreservation):
Embriyo transferi tamamlandıktan sonra elde kalan iyi kalitede embriyolar özel bir teknikle dondurularak, daha sonra kullanılmak üzere saklanabilir. Donma ve çözülme sırasında kalitesini koruyabilen embriyolardan oluşan bebeklerin özel bir sağlık sorunları olmamaktadır. Ülkemizdeki ÜYTEM yönetmeliği embriyoların 3 yıl saklanmalarına izin vermektedir. Dondurulmuş embryoların transferi taze embryo kadar verimli olmamaktadır. Çünkü, donma işleminden açılan embryoların yaklaşık % 30-50’ si ölmektedir.
Preimplant genetik tanı (PGD):
Embriyonun 8 hücreli safhasında bir veya iki hücrenin embriyodan alınarak genetik tetkik için kullanılması embriyonun gelişimine engel olmaz. Alınan bu hücreler kromozomal olarak incelenebilir ya da ailede bilinen genetik bir hastalık var ise, bu hastalık yönünden tetkik edilebilir. Sonuçta uygun nitelikte olan embriyolar, transfer için seçilir. Bu yöntemde gebelik şansı yarı yarıya azalmakla birlikte genetik hastalıklar için olumlu sonuçlar sağlar. Bu uygulamayı yapmak her hastada mümkün olmamaktadır.
1970’lerin başında rahim kanalları kapalı olan kadınların çocuk sahibi olabilmeleri için geliştirilmiş olan bu yöntem ilk tüp bebek olan Louise Brown’ın 1978’de doğması ile popülarite kazanmıştır. Kullanıma giren ilk yöntem olmasi dolayısıyla halk arasında kısırlık tedavileri içinde en bilinenidir.
ICSI ( İntra sitoplazmik sperm enjeksiyonu = Mikroenjeksiyon):
Sperm hücrelerinde ileri derecede sayı, hareket ve şekil bozukluğu görülen erkekler için geliştirilmiş bir yöntemdir. IVF ile döllenme elde edilemeyen vakalarda da kullanılır. Mikroinjeksiyon işlemi, özel bir mikroskop kullanılarak her bir yumurtanın içine seçilmiş bir adet sperm hücresinin yerleştirilmesidir. Tüp bebek te kullanılan bir tekniktir.
TESA (Testiküler sperm aspirasyonu) ve TESE (Testiküler sperm ekstraksiyonu):
Verdiği örneklerde hiç sperm hücresine rastlanmayan, ancak testis lerinde sperm yapımı olan hastalarda, spermin testislerden iğne veya biyopsi ile alınarak icsi de olduğu gibi kullanılmasıdır.
Embriyo:
Kadın yumurtasının sperm hücresi ile birleşmesi sonucu oluşan insan yavrusu taslağına embriyo denilir. Önce 2 hücreli olarak yaşama başlayan embryo hızla bölünerek hücre sayısını artırır ve genellikle döllenmeden 5-7 gün sonra rahim içindeki dokuya (endometrium) tutunur. Burada gelişmesi devam ettikçe plasenta (eş) adı verilen doku aracılığı ile anneden beslenmeye başlar ve bu arada kendi varlığını belli eden bir hormon salgılar. Bu hormonun anne kanında veya idrarında tesbit edilmesi için gebelik testi yapılır (hcg testi).
Assisted Hatching (Embriyo zarının inceltilmesi):
Normal şartlarda embriyo, rahime tutunmasından hemen önce, çevresini koruyucu olarak saran tabakadan (zona) kurtulur. Zona tabakasının ileri derecede kalın olması halinde, embriyo bu tabakadan dışarı çıkamaz ve rahime tutunamaz. Bu durumda embriyo rahime verilmezden önce zona tabakasının bir kenarından inceltilmesinin, gebelik şansını artırdığı ileri sürülmektedir. Ancak, bu teknikle embriyonun zedelenme ihtimali az da olsa vardır.
Blastosist transferi (Geç dönemtransfer-5. gün transfer):
Anne ve babadan alınan üreme hücrelerinin birleşmesi ile embriyo denilen yeni bir yapı ortaya çıkar. Embriyo sürekli bölünerek hücre sayısını arttırır. Genellikle embriyo, anne adayından yumurta toplandıktan sonraki üçüncü gün, yaklaşık 7-8 hücreli safhada iken rahim içine yerleştirilir (embryo transferi). Her zaman uygulanmamakla birlikte kaliteli embriyo sayısı fazla ise embriyo gelişimi daha ileri safhalara kadar takip edilerek daha geç bir günde (en geç 5. gün) embriyo transferi uygulanabilir. Böylece, embriyolardan daha iyi gelişenleri seçme şansı olabilir, transfer ve rahime tutunma arasındaki süre kısaltılmış olur. Embriyonun doğal ortamına dönüşünü geciktirmesi ve kalan embriyoların dondurulması şansını azaltması, bu uygulamanın olumsuz yönleridir. Ancak çok sayıda yumurta ve embryo gelişenlerde uygulanabilecek bir yöntemdir.
Embriyo dondurulması (Cryopreservation):
Embriyo transferi tamamlandıktan sonra elde kalan iyi kalitede embriyolar özel bir teknikle dondurularak, daha sonra kullanılmak üzere saklanabilir. Donma ve çözülme sırasında kalitesini koruyabilen embriyolardan oluşan bebeklerin özel bir sağlık sorunları olmamaktadır. Ülkemizdeki ÜYTEM yönetmeliği embriyoların 3 yıl saklanmalarına izin vermektedir. Dondurulmuş embryoların transferi taze embryo kadar verimli olmamaktadır. Çünkü, donma işleminden açılan embryoların yaklaşık % 30-50’ si ölmektedir.
Preimplant genetik tanı (PGD):
Embriyonun 8 hücreli safhasında bir veya iki hücrenin embriyodan alınarak genetik tetkik için kullanılması embriyonun gelişimine engel olmaz. Alınan bu hücreler kromozomal olarak incelenebilir ya da ailede bilinen genetik bir hastalık var ise, bu hastalık yönünden tetkik edilebilir. Sonuçta uygun nitelikte olan embriyolar, transfer için seçilir. Bu yöntemde gebelik şansı yarı yarıya azalmakla birlikte genetik hastalıklar için olumlu sonuçlar sağlar. Bu uygulamayı yapmak her hastada mümkün olmamaktadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)